İsrail, Mescid-i Aksâ’nın altındaki gizli ajandası: Süleyman Mabedi kazıları

Süleyman Mabedi kazıları.
Süleyman Mabedi kazıları.

İsrail hükümetleri, 1980’li yılların başından beri tam anlamıyla köstebek gibi ve çoğunlukla tüm dünyadan gizleyerek Mescid-i Aksâ’nın altında tüneller kazıyor. Bu kazıların amacı Süleyman Mabedi’ne yönelik kalıntıları tespit ederek Mescid-i Aksâ’yı yıkmak adına meşru bir delil üretmek.

İsrail hükümetleri, 1980’li yılların başından beri tam anlamıyla köstebek gibi ve çoğunlukla tüm dünyadan gizleyerek Mescid-i Aksâ’nın altında tüneller kazıyor.

Bu kazıların amacı Süleyman Mabedi’ne yönelik kalıntıları tespit ederek Mescid-i Aksâ’yı yıkmak adına meşru bir delil üretmek.

Süleyman Mabedi'nin tasviri. Günümüzde burada Mescid-i Aksâ Kompleksi yer almaktadır.
Süleyman Mabedi'nin tasviri. Günümüzde burada Mescid-i Aksâ Kompleksi yer almaktadır.

Kudüs Yüksek İslâm Heyeti Başkanı ve Mescid-i Aksâ Hatibi Şeyh İkrime Sabri, 2018’de AA’ya verdiği röportajda yıkımın acını şu sözlerle dile getiriyordu:

  • “Ana hedef, Yahudi tarihine dair bir bulguya ulaşmaktır. Ancak İsrail, Doğu Kudüs'ü işgal ettiği 1967'den bu yana sürdürdüğü kazı çalışmalarına rağmen bu bağlamda tek bir bulguya rastlamamıştır.”
İsrail'in Mescid-i Aksâ çevresinde gerçekleştirdiği kazılar.
İsrail'in Mescid-i Aksâ çevresinde gerçekleştirdiği kazılar.

UNESCO’nun tüm taleplerini görmezden gelen İsrail yönetimi Mescid-i Aksâ’nın temellerini yıkmış ve İslâm’ın ilk kıblesini olası bir depremde yıkıma açık hale getirmiş durumda.

Deprem yıkmasa bile temelleri yok edilmiş Aksâ’nın zaman içerisinde çürüyerek yıkılmasına açık hale getirmiş durumda bu kazılar. Nihayetinde Netenyahu içine girdiği siyasî krizden kurtulmak adına uzun yıllardır gizlenen bu tünellerde pozlar vererek yıllardır süren yıkımı gözler önüne serdi.

Peki İsrail’in bir köstebek gibi yaptığı kazılarda aradığı Süleyman Mabedi neden önemli?

Süleyman Mabedi

Yahudi tarihinde ibadet yerleri bir mahfil olarak farklılık arz etmektedir. Örneğin, Hz. Musa zamanında Mişkan adı verilen yapılar öne çıkar. Bir kamu alanı olan Mişkanlar, Yahudileri bir arada tutmuş ve Tanrı’nın insanlara misafir olduğu bir mabet olarak kabul edilmiştir.

Yahudi inanışına göre; Mişkanların Ahit Sandığı gibi önemli dinî emanetleri korumada yetersiz görülmesi üzerine Hz. Davud, daha ihtişamlı ve korunaklı bir mabedin inşasına girişmiştir. Hz. Davud’un başlattığı bu mabedi oğlu Hz. Süleyman tamamlayacaktır.

Bugün İsrail’in köstebek gibi Kudüs’ün altını oyduğu ve aradığı mabedi böylece ortaya çıkmış olur.

Yahudi anlatısına göre; Süleyman Mabedi’nin yapımı yaklaşık yedi yıl sürmüştür. Bu yapının inşasında çalışan işçiler yapı sürdüğü yıllarda ne hastalanmış ne de hayatını kaybetmiştir. Yapı tamamlandığında ise ustaların tekrar benzer yapılar inşa etmemesi adına inşaatta çalışan herkes bir anda ve toplu bir şekilde hayatlarını kaybetmişlerdir.

  • Siyonizm açısından Süleyman Mabedi’nin bulunmasının iki pratik sonucu bulunur. Birincisi, bölgedeki tüm İslâm yapılarını barbarca yıkmak adına ciddi bir meşruiyet alanı sağlar. İkincisi ise, dünyanın dört bir yanına yayılmış Yahudi nüfusunu İsrail’e getirmek adına ciddi bir propaganda aracı elde edilecektir.

Ayrıca Süleyman Mabedi’ne dair bir kalıntı bulunması durumunda “Kutsal Ahit”in kalıntılarını da ortaya çıkarmak için Kudüs’ün tabir-i caizse altı üstüne getirileceği aşikardır.

Siyonist hükümetin bu denli dürtüsel hareket ettiren bir diğer önemli neden de Süleyman Mabedi’nin siyasî önemidir. İnanışa göre, Süleyman Mabedi sonsuza kadar ayakta kalacak ve bu yapı ayakta olduğu müddetçe Siyonizm bağımsız bir siyasî hareket olarak bölgeye hükmedecektir.

Yine aynı öğretideki belki de hem en tuhaf hem en önemli ayrıntı; tüm vaatlere rağmen Süleyman Mabedi’nin yıkılış nedenidir.

Yahudi teolojisine göre Babil Sürgünü ve Süleyman Mabedi’nin yıkılmasının en temel nedeni: Yahudilerin kan dökmesi, putperestliğe meyletmeleri ve zulüm işlemeleridir.

  • Bugün çocuklarının ölü bedenleri üzerine inşa edilen Siyonist devletin, Süleyman Mabedi’nin yıkılış nedeni ortadayken kendi varlığına bir meşruiyet kazandırmak adına canhıraş bir şekilde mabedi araması ise tarihin bir cilvesi olsa gerek.

Babiller Süleyman Mabedi’ni yıktıktan kısa bir süre sonra efsanevî Pers Kralı Kiros sayesinde mabet tekrar inşa edilir.

Bu adil kral döneminde Yahudiler mabetlerine yeniden kavuşmuşlardı; ama yine tövbekâr olmak yerine kan dökeceklerdi.

İkinci mabedi ise, Hz. İsa’nın doğumundan 70 sene sonra Romalılar tuzla buz edeceklerdi.

Süleyman Mabedi’nin dinî önemi

Süleyman Mabedi, yukarıda izah ettiğimiz üzere Yahudilerin ibadethanesi olduğu kadar en önemli siyasî karargâhı ve sembolüydü. Siyasî simgesinin yanı sıra Yahudiler için kurban, hac görevi ve en önemli ibadetlerinden olan Yom Kipur’un icra edildiği mekân, Süleyman Mabedi’dir.

  • Bugün ortada bir Süleyman Mabedi olmaması nedeniyle Yom Kipur’daki kefaret, aslında altı boş bir anlayıştır. Bu durum, yani kefaret kapısının kapalı olması bazı Yahudilerin bilhassa Müslümanlara karşı cinayet, gasp vb. günahları işlemekten alı koymaktadır. Siyonist hükümet eğer ki bu mabedi yeniden canlandırabilirse her Yahudi daha cesur bir şekilde düşmanlarına karşı hücum edebilir; çünkü kefaret kapısı olacak ve bağışlanacaklardır.
Arkeolojik faaliyet bahanesiyle bölgedeki İsrail kontrolünü güçlendirmeye girişen İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, işgal altındaki Doğu Kudüs'ün Eski Şehir bölgesinin altında, Mescid-i Aksâ yakınlarındaki bir tünelde, Mayıs 2025.
Arkeolojik faaliyet bahanesiyle bölgedeki İsrail kontrolünü güçlendirmeye girişen İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, işgal altındaki Doğu Kudüs'ün Eski Şehir bölgesinin altında, Mescid-i Aksâ yakınlarındaki bir tünelde, Mayıs 2025.

Süleyman Mabedi’nin yıkılmasından sonra ortaya çıkan Sinagog kültürü ile birçok Yahudi, mabedin yıkımını bir ibret vesilesi olarak görmektedir. Yahudilerin işledikleri günahların sonucu olarak Tanrı’nın onları cezalandırdığını düşünmekte ve hasbî davranmaktadır.

Bugün Süleyman Mabedi’ni ortaya çıkarmaya çalışan akıl, esasen hasbî Yahudilere ve teolojilerine göre yıkımına sebep olanlardır.

Netanyahu hükümeti, bu mabede dair bir kalıntıya ulaştığında bunu tüm dünyaya servis edecektir. Böylece Mescid-i Aksâ’yı hunharca yıkarken dünyadaki tüm Yahudileri İsrail’e çekmek için büyük bir koza sahip olacak. Ayrıca mabedin dirilmesiyle kefaret kapısı yeniden açılacak ve çok daha zalim bir İsrail ile İslâm âlemi karşı karşıya kalacak.