Her şey gibi iklimle de kafamızı karıştırıyorlar...

Hayat defalarca gösterdi ki dünyada korku satıyor ve dolandırıcılar korku satarak para kazanıyorlar.
Kaynak Gerçel Hayat 1117. sayı
Yazar Baki M. Top
1-8
Hayat defalarca gösterdi ki dünyada korku satıyor ve dolandırıcılar korku satarak para kazanıyorlar. Şimdilerde pazarlanan en büyük korku ise iklim korkusu. Kafalarımızı karıştırmak için her fırsatı kullandıkları iklim değişikliği yalanı çoktan kuraklık, kıtlık, susuzluk, savaş, göç korkularını arttırmış durumda.
2-8
Bu korku dolandırıcılığına dur diyecek, vatandaşlarını yatıştıracak devletlerin varlığı artık daha da ehemmiyet kazandı. Ümidimiz devletimizin de onlardan biri olması. Siyaset ve medyanın manipülasyonuyla alışılmışın dışındaki her hava olayı bilen bilmeyen herkesçe iklim değişikliğiyle ilişkilendiriliyor.
3-8
Her şeyi her defasında ilk kez oluyormuş gibi yansıtmak zaten planın gereği. Oysa yaşadıklarımız dünya var olduğundan beri milyonlarca kez tekrarlanmış olaylar. Sözde iklim ve hava konusunda çalışan bilim dünyasının çoğunluğu da aynı şeyleri tekrarlamayı tercih ediyor. Sistemin amaçlarına uygun müfredattan geçmiş olmanın sığlığından bu.
4-8
Bugün müsait teknolojilerle oluşturulan hava durumu modellerinin iklimde bölgesel değişimlere imkân verdiğini de kulak ardı ediyorlar. Gerçi müfredatın dışına çıkmak istemeyen akademi dünyasında havaya dışarıdan müdahale edileceğine dair bilgisi olan çok yok. Olanıysa öğretilmiş çaresizliğin gereği bu tür müdahale ihtimallerini de “komplo teorisi” olarak nitelendirme kolaycılığına kaçıyor.
5-8
Öte yandan düne kadar iklim değişikliğine bağlanan her olağanüstü hava olayı “ısınma” ile ilişkiliyken artık “soğuma” da girdi işin içine. “Hani iklim değişikliğinden kasıt küresel ısınmaydı?” deseniz de boş.
Oysa yıllardır İklim değişikliği ile “Küresel Isınma” tanımını aynı anlamda kullanmadılar mı?
6-8
Hızını alamayanlar, iklim değişikliği yalanıyla planlanan belayı bir an önce başımıza sarmak için dünyanın “Küresel Kaynama” noktasına geldiğini dahi söylemediler mi
7-8