Trump etkisi güçleniyor, belirsizlikler ve riskler artmaya devam ediyor

ABD’nin eskiden olduğu gibi yine bir ‘gümrük vergisi ülkesine’ döneceğini kaydeden Trump, ticaret yaptıkları ülkelere ABD’ye uygulanan kadar gümrük vergisi uygulayacaklarını ve Amerika’yı yeniden zengin yapacaklarını belirtti.
ABD’nin eskiden olduğu gibi yine bir ‘gümrük vergisi ülkesine’ döneceğini kaydeden Trump, ticaret yaptıkları ülkelere ABD’ye uygulanan kadar gümrük vergisi uygulayacaklarını ve Amerika’yı yeniden zengin yapacaklarını belirtti.

Global piyasalarda Trump rüzgârı esmeye devam ediyor. Aldığı kararlar, ertelediği tarifelerin hemen devamında getirdiği yeni tarifeler, Putin’le Suudi Arabistan’da yaptığı görüşme sonrası Ukrayna’ya karşı takındığı tavır, Barışı getireceğim diyerek getirilen ateşkesin hemen devamında Gazze ABD’nin olmalıdır diyerek İsrail’e dolaylı destek veren politikalar, hala Kanada, Grönland ve Panama Kanalı üzerinde hak iddia eden söylemler ve en önemlisi “Her bir yeni düzenleme için ABD tarihindeki en büyük deregülasyon kampanyasını başlattık. Eski birçok düzenlemeyi ortadan kaldırdık” diyen bir Trump.

Cüneyt Paksoy.
Cüneyt Paksoy.

Söylenebilecek daha o kadar çok büyük küçük başlık var ki birçok uzmanın ve bizim bile izlemekte ve anlamakta zorlandığımız ve bu kadar çok parçayı birleştirmeye çalışarak ana hedefi kavramaya çalışırken piyasaların bu süreci fiyatlamakta zorlandığı ve ileride kademe kademe daha da zorlanacağı çok kesin görünüyor.

Trump, Cumhuriyetçi Valiler Birliği tarafından düzenlenen toplantıda 20 Ocak’ta başladığı 2. başkanlık döneminin ilk ayını değerlendirirken de birçok önemli noktaya vurgu yaptı. Yukarıda kısaca sayabildiklerimizi içeren ve dışında kalan birkaç noktayı paylaşalım.

Federal hükümette köklü değişiklikler yaptıklarını, birçok yeni düzenleme ile denetimi artırdıklarını ve hükümeti küçültecek adımlara odaklandıklarını anlatan Trump, Elon Musk ile bu sürece devam edecekleri mesajını verdi. (Musk’ın daha fazla şeye karışabileceği bir yapının altını ayrıca çizmek gerekiyor. Buna ileride çokça değineceğiz öyle anlaşılıyor.)

Trump, “Her bir yeni düzenleme için ABD tarihindeki en büyük deregülasyon kampanyasını başlattık. Eski birçok düzenlemeyi ortadan kaldırdık” diye konuştu ve birçok federal kurumda gereksiz harcamalar yapıldığını ortaya çıkardıklarını söyledi.

ABD’nin eskiden olduğu gibi yine bir ‘gümrük vergisi ülkesine’ döneceğini kaydeden Trump, ticaret yaptıkları ülkelere ABD’ye uygulanan kadar gümrük vergisi uygulayacaklarını ve Amerika’yı yeniden zengin yapacaklarını belirtti. (Bu tavır değişmedikçe net bir ticaret savaşı açıklamasıdır. Tarafları kim olacak onu da zaman gösterecek)

“Amerikan tarihindeki en büyük vergi indirimlerini hayata geçirmek için uğraşıyoruz. Eyalet vergilerini de eklerseniz yüzde 41’den yüzde 21’e düşürdük ki insanlar bunun imkânsız olduğunu söylüyordu ve şimdi yüzde 15’e düşürmeye çalışıyorum” şeklinde konuşan Trump, Gelir İdaresini ortadan kaldırabilecekleri mesajını verdi. (Dünyanın en katı ve en oturmuş en denetimci vergi sistemini yeniden inşa etmek önemli riskler içerir. Cidden bunu yapabilecek mi takip edeceğiz).

Tekrar tarife konusuna geri dönersek; ABD Başkanı Trump, çelik ve alüminyum ithalatına yüzde 25 tarife açıklayacağını söyledikten hemen sonra otomobil, ilaç ve çiplere yönelik uygulanacak tarife oranının yüzde 25 civarında olabileceğini belirtti. Ayrıca Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada, ABD Başkanı Donald Trump’ın Amerikan şirketlerini yurt dışındaki ‘zorbalıklardan’ korumak için bir kararı imzaladığı aktarıldı. Açıklamada, Trump yönetiminin, Amerikan şirketlerine uygulanan dijital hizmet vergileri, para cezaları, uygulamalar ve politikalar gibi yabancı hükümetler tarafından getirilen vergilere karşı tarifeler gibi karşılık verici adımları değerlendireceği kaydedildi.

Ayrıca Trump, Çin’in ABD’nin teknoloji, kritik altyapı, sağlık, tarım, enerji, ham madde ve diğer stratejik sektörlerine yatırım yapmasını kısıtlamaya yönelik bir kararı da imzaladı. Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada, söz konusu kararla ABD’nin ulusal güvenlik çıkarlarının, özellikle Çin gibi yabancı rakiplerden gelen tehditlere karşı korunmasının amaçlandığı kaydedildi. Açıklamada, ABD Yabancı Yatırım Komitesinin (CFIUS), teknoloji, kritik altyapı, sağlık, tarım, enerji, hammadde gibi stratejik sektörlerde Çin yatırımlarını kısıtlamak için kullanılacağı aktarıldı.

Amerikan sermayesi, teknolojisi ve bilgisinin Çin gibi yabancı rakipler tarafından kötüye kullanılmasını önlemek için yeni kurallar getirileceği belirtilen açıklamada, sadece Amerikan çıkarlarına hizmet eden yatırımlara izin verileceği ifade edildi.

Ayrıca Trump yönetiminin yarı iletkenler, yapay zeka, kuantum teknolojisi, biyoteknoloji, havacılık ve diğer hassas sektörler dahil olmak üzere Çin’e yönelik ABD yatırımları üzerinde yeni veya genişletilmiş kısıtlamalar getirmeyi de değerlendireceği kaydedildi.

Yani süreç artık yaptırımlarla beraber adım adım tarifeler üzerinden ticaret savaşına doğru ilerliyor. Bu sürece en sert birincil tepkiler de doğal olarak Avrupa Birliği (AB) ve Çin’den geliyor. AB Komisyonu Ticaret ve Ekonomik Güvenlikten Sorumlu Üyesi Maros Sefcovic, ABD’nin tarifelerine ilişkin olarak “Avrupa’nın çıkarlarını korumak için kararlı ve hızlı bir şekilde yanıt vermekten başka seçeneğimiz olmayacak” dedi.

AB’nin, ABD’nin en önemli ticaret ortağı olduğunu vurgulayan Sefcovic, AB ve ABD arasındaki ekonomik ilişkiyi ‘dünyanın en büyüğü’ olarak nitelendirdi. Sefcovic, “Birlikte, günlük 4,5 milyar doların üzerinde değere sahip alışverişlerle küresel ticaretin yaklaşık yüzde 30’unu temsil ediyoruz. Bu benzersiz bağ, Atlantik’in her iki yakasına da fayda sağlıyor. Bu, kazan-kazan ortaklığının tam tanımıdır ve adil olmayan hiçbir yanı yoktur. Bunu bozmanın anlamı da yoktur. Bozmaya yönelik adımlar gelirse bizden de cevap gelecektir diyerek aslında oldukça kapsamlı bir cevap da vermiş oldu.

ABD Başkanı Donald Trump’ın son tarife duyurularının ardından konuşan ECB başkanı Lagarde ise “Euro Bölgesi’ndeki enflasyonla mücadele süreci iyi bir şekilde ilerliyor. Ancak küresel ticarette daha fazla çatışma, Euro Bölgesi enflasyon görünümünü daha belirsiz hale getirecektir” değerlendirmesini yaptı.

ECB’nin Mart ayında altıncı kez faiz indirimine gitmesi bekleniyor. Yetkililerin çoğu önümüzdeki aylarda enflasyon hedefine ulaşacaklarından emin. Ancak enflasyonun hedefe ulaşmama riski çok fazla ve bu da daha sonraki hamleleri belirsiz hale getiriyor. Enflasyonu yüksek tutabilecek faktörler arasında potansiyel ABD ticaret tarifeleri ve artan enerji fiyatları yer alıyor.

Çin şimdilik çok aşırı tepkiden kaçınsa da ilginç bir adımla gündeme geldi. Daha önce kendisi adına birçok defa şikayet duyurusu bulunulan DTÖ’ne ABD’yi resmen şikayet etti.

Çin Ticaret Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, ABD’nin Çin ürünlerine tek taraflı ek tarife getirmesinin DTÖ kurallarını ihlal ettiği ve örgütün uyuşmazlık mekanizmasına şikayet başvurusunda bulunulduğu duyuruldu. Washington’un kararının tek taraflılığın ve ticari korumacılığın tipik bir örneği olduğu savunulan açıklamada, şu ifadelere yer verildi: ABD’nin adımı, çok taraflı ticaret sistemi ile sanayi ve tedarik zincirlerinin istikrarına zarar vermiş, Çin-ABD ekonomik ve ticari işbirliğinin temelini aşındırmıştır.”

ABD’nin sürekli olarak tek taraflılığı çok taraflılığa tercih ettiği ancak Çin’in bu tutuma karşı çıktığının vurgulandığı açıklamada, çok taraflı ticaret sistemini korumak ve uluslararası ticaretin düzenli ve istikrarlı gelişimini sürdürmek üzere DTÖ üyeleri ile birlikte çalışmaya hazır olunduğu kaydedildi.

Özetle bundan sonrası için herkes Trump’ın politika adımlarına konsantre olacak, cevaplar da atılacak adımlara ve şiddetine göre belirlenecek gibi duruyor. Doğal olarak piyasalarda da fiyatlamalarda oynaklıklar artacak ve ‘NAKİT ÇOK ÖNEMLİ OLMAYA DEVAM EDECEK.’ Bu arada böylesi bir süreçte global enflasyon nasıl kalıcı düşebilecek o da ayrı bir sorun olarak karşımızda duruyor. Son gelen ABD enflasyon verileri ve ABD halkının enflasyonun düşmeyeceğini bekliyor olması zaten bu sürece dair endişelerin de gereksiz olmadığını net olarak açıklıyor.

Merkez bankaları bir kez daha fiyat istikrarını zamana bırakırken finansal istikrara öncelik tanımak zorunda kalacaklar. Bu çok kesin görünüyor. Bu arada tekrar Elon Musk’a geri dönmek ve birkaç önemli detayı belirlemek gerekiyor. Trump Musk’a çok önemli yetkiler tanımlarken Musk’ın gücü enteresan bir şekilde artmaya devam ediyor. Bu çok sürdürülebilir bir durum mu bilmiyoruz ama detaylar çok ilginç ve aslında endişe verici.

Trump, bir Beyaz Saray yetkilisinden edinilen bilgiye göre, hükümetin maliyetini azaltmak için kamu kurumlarına Elon Musk’ın başında olduğu Hükümet Verimliliği Departmanı (Department of Government Efficiency-DOGE) ile birlikte çalışma talimatı verdi. Bloomberg News tarafından görülen bir Beyaz Saray bilgi notuna göre, bu yazı kamu kurumlarının başkanlarına ‘hükümetin boyutunu önemli ölçüde azaltmak’ ve ‘işe alımları temel pozisyonlarla sınırlamak’ için Musk’ın DOGE’si ile koordine etmeleri talimatını veriyor. Trump, DOGE’nin ‘milyarlarca dolarlık israf, dolandırıcılık ve suiistimali’ ortaya çıkardığını savunuyor.

Bu yetkileri alan ve gücü artan Musk ise daha ekstrem adımlarla öne çıkmaya devam ediyor. Değerli metallerin depolandığı Fort Knox’ta altın rezervlerinin denetlenmesine yönelik ifadelerini tekrarlayan Musk, buradaki altınların ABD halkının olduğunu vurguladı. Yani artık istediği yeri denetleyen ve rezervler orada duruyor mu bakmalıyız diyen bir Musk faktörü. Hatta Avrupa başta olmak üzere birçok ülkeye karışan fikir veren bir Musk bize zamanın Soros sürecini hatırlatıyor.

Bu arada Musk, Fed’i de denetlemeyi düşünüp düşünmediklerine yönelik soru üzerine, “Evet, tabii” yanıtını verdi. Hatta beraber çalışılabilir vurgusunu da ekledi. Fed’in tavrı ve cevabı ne olur izleyeceğiz ama bu söylemler Fed’in ortaklık yapısı da göz önüne alındığında çok kolay işler değil ve riskli ifadeler. Kamuoyu karşısında sosyal medyayı da içine alan bilinçli bir show mu yapılıyor yoksa bilinçli bir planın parçalarını mı izliyoruz bunu zaman gösterecek ama piyasalar için gerçekten fırsatlar kadar riskli günlerde bizi bekliyor görünüyor, hazırlıklı olmak gerekiyor.

Bu arada Trump-Putin yakınlaşması da oldukça ilginç ilerliyor. Trump’ın resmen Ukrayna’nın dolaylı ifadelerle yarısını talep etmesi ve Rusya’yı destekler ifadelerle görüşme yapması şimdilik Putin tarafında da karşılık görmüş durumda.

Putin, başkent Moskova’da düzenlenen ‘Geleceğin Teknolojileri Forumu’ kapsamında Gazprombank Başkan Yardımcısı Dmitriy Zauers ile görüştü. Zauers ile roket ve uzay teknolojileri alanında kullanılan pilleri inceleyen Putin, “Musk ile güçleri birleştirmek lazım” dedi.

Musk’ın ABD’nin idari birimlerinde yeniden yapılandırma süreciyle ilgilendiğine işaret eden Putin, “Yeniden yapılandırma süreci bitince bilim işlerine dönecek. Kendisiyle işbirliği yapın. Uzayda birlikte çalışmayı istişare ediyoruz, bu alanda da işbirliği yapabiliriz” diye konuştu. Bu arada Gazprombank, ABD’nin yaptırım uyguladığı Rus bankaları arasında yer alıyor.

Bundan sonraki süreçte barış görüşmeleri Ukrayna olmadan devam etmesi mümkün değil ama eş zamanlı Ukrayna liderinin Türkiye’yi ziyaret etmesi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmesi de oldukça önemliydi. Aynı zamanda süreçten en zararlı çıkan Almanya’dan gelen destek de önemliydi. Almanya Başbakanı Olaf Scholz’un, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’ye adil, kapsamlı ve kalıcı bir barış sağlanıncaya kadar Ukrayna’yı desteklemeye devam edeceği konusunda güvence vermesi de oldukça önemli.

Savaş döneminde Rusya’ya en büyük desteği veren Çin ise şimdilik sessiz bekliyor. ABDRusya yakınlaşmasına Çin ne der bu da oldukça önemli olacak. Özetle Ortadoğu’da sorunlar çözülmemişken Rusya-Ukrayna savaşının bitip bitmeyeceği ve bitecekse nasıl biteceği de piyasalar tarafından oldukça önemli olacak.

Bu arada son gelişmeyle Donald Trump, Rusya ve Çin politikalarının kilit ismini görevden aldı. ABD Ticaret Bakanlığı’nda ihracat kısıtlamalarını yöneten en kıdemli yetkili Matthew Borman, Trump yönetiminin kararıyla görevinden alındı.

Borman, hem Trump hem de Biden yönetimleri döneminde Çin’in gelişmiş yarı iletken çiplere erişimini kısıtlayan ihracat denetimlerinin uygulanmasında kilit rol oynadı. Aynı zamanda, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin ardından Moskova’ya yönelik sert ihracat kontrollerini devreye sokarak 30’dan fazla ülkeyi benzer yaptırımlar uygulamaya ikna etti. Kaynaklara göre, Ticaret Bakanlığı’nda uzun yıllar yarı iletkenler ve ulusal güvenlik açısından kritik öneme sahip ürünler için lisans işlemlerini yöneten Eileen Albanese de görevden alındı.

Anlatabileceğimiz daha çok detay var ama görüldüğü gibi Trump, dünyanın alışılmış dengeleri üzerinde değişimlere sebep olabilecek karar süreçlerini tetikleyebilir ve bunlar global finans piyasalarında ciddi dalgalanmalar oluşturabilir. Tüm kararları ve etkilerini çok yakından takip etmek gerekiyor.

Altın hareketlerine de baktığımızda mevcut risklerin ve potansiyel risklerin de fiyatlamalarını çok açık bir şekilde gözlemliyoruz. Sizlerle uzun süreli paylaşımlarımızda hedeflediğimiz 2900-3000 dolar bandına da ulaşan ONS altın hareketlerini daha çok uzun bir süre takip edeceğimiz de ortada. Bu arada başta Çin olmak üzere tüm dünyada fiziksel alımlar devam ederken Çin’in aldığı bir karar da altın fiyatlarını etkilemeye aday görünüyor.

Çin, sigorta şirketlerinin altın satın alarak yatırım yapmalarına imkân tanıdı. Bu imkân ilk etapta altın alımına yönlendirilebilecek 25-30 milyar dolarlık bir kaynak anlamına geliyor. Bu hamle aynı zamanda altını Çinli sigortacıların yatırım yapmasına açıkça izin verilen ilk emtia haline getiriyor. Çin, sigorta fonlarının ‘istikrarlı nakit getirisi’ olmayan varlıklara yatırım yapmasını kısıtlıyor ve tahviller ve hisse senetleri gibi varlıklara koyabilecekleri miktarı sınırlandırıyor.

ONS altın fiyatlarını hatta ABD dolarını ve ABD tahvillerini etkileyebilecek en büyük hikaye ise şimdilik sadece fikir olarak ortaya sürülen ve ABD hazinesinin tuttuğu rezervlerin fiyatlamasını, güncellemesini içeren tartışma süreci. Bu süreç Fed’e kadar birçok dinamiği etkileyecek, çok su kaldıracak ve tüm dengeleri kısaorta vade adına değiştirebilecek bir tartışma. Şimdilik sadece fikirsel düzeyde ama bu süreci de çok yakından izlemek gerekiyor. Bizde yakından takipçisi olacağız.

Özetle Görüldüğü gibi ekonomik ajanda ve veriler dışında tüm gözler jeopolitik riskler, siyasal gelişmeler ve Trump’ın ifadesiyle her alanda ve her anlamda ‘deregülasyon’ süreçlerinde olacak. Böylesi dönemlerde de hep belirttiğimiz gibi yatırım kararları alırken temkinli olmaya devam etmek gerekecek ve ‘NAKİT KRAL’ olmaya bir süre daha devam edecek.