Mısır'daki kadim Türk mirası: Tolunoğlu Ahmed Camii

Türklerin Mısır'a bıraktığı en önemli kültürel miraslardan biri olan Tolunoğlu Ahmed Camii, yaklaşık 1150 yıldır bütün ihtişamıyla dimdik ayakta. Tolunoğulları devletinin kurucusu Ahmed bin Tolun tarafından yaptırılan cami, Abbâsî geleneği ve özellikle Sâmarrâ geleneğinin izlerini taşıyor. Sarmal şeklindeki minaresi camiyi Mısır'daki diğer dinî yapılardan ayıran en önemli özellik olarak görülüyor.
Rivayete göre hikâyesi bir atın ayağının sürçmesi ile başlayan ve büyük bir külliyenin yapımı ile sona eren Tolunoğlu Ahmed Camii, kendine özgü minaresi ile 11 asrı aşkın bir süredir bütün ihtişamıyla dimdik ayakta duruyor.

- Mısır'daki "ilk Türk devleti" olarak bilinen Tolunoğulları devletinin kurucusu Ahmed bin Tolun tarafından yaptırılan cami, başkent Kahire'deki Fustat'ın (eski şehir) kuzeydoğusunda yer alıyor.
Türklerin Mısır'a bıraktığı en önemli kültürel miraslardan biri olan Tolunoğlu Ahmed Camii, Türklerin Orta Asya mimarisinin bir yansıması olarak da değerlendiriliyor.

Tamamen tuğladan inşa edilen külliye, cami, hastane, eczane ve iki hamamdan oluşuyor.
Yapıya ait kitabe, harimde bulunan paye üzerinde yer alıyor. Söz konusu kitabede, yapının hicrî takvime göre 265 yılında (miladî 879) tamamlandığı bilgisi yer alıyor.

Memlûk Sultanı Lâçin döneminde restorasyon geçiriyor
Sanat tarihçileri, Memlûk Sultanı Lâçin döneminde aslına uygun olarak restore edilen Tolunoğlu Ahmed Camii'nin, mimarisi ve süslemeleriyle Abbâsî geleneğini, özellikle Sâmarrâ üslubunu devam ettiren bir eser olduğunu kaydediyor.
Kûfe planlı cami, ortada kare formlu üç kenarı revaklarla çevrili bir avlu ve bu avluyu kuşatan sahınlardan oluşuyor.
Dış avluya 19 kapıdan girilen külliyenin iç avlusuna da başka 19 kapıdan geçiliyor ve buradan harime giriş sağlanıyor.

Minare, caminin en dikkat çekici yanlarından biri
- Camiyi Mısır'daki diğer İslâmî yapılardan ayıran en önemli özelliği olan minaresi, 1296'da Memlûk Sultanı Lâçin'in talimatıyla yapılan onarım sırasında düzgün kesme taşla orijinal şekline yakın bir formda yenilenmiş.
Caminin kuzeybatı köşesinde yer alan minare orijinalde tuğla malzemeden ve spiral şekilde inşa edilmiş.
Sultan Lâçin, orijinalinde çeşme bulunan avlunun ortasında kubbeli bir şadırvan yaptırmış. Onarımlarda yapıya silindirik formlu yüksek bir kasnak üzerine oturan kubbe de eklenmiş.

Sâmarrâ üslubunun devamı
Abbâsî geleneğini devam ettiren yapı, büyük oranda Irak'taki Sâmarrâ Camii'ni andırıyor.
Kahire'de bol miktarda taş bulunmasına rağmen caminin tuğla malzemeyle yapılması bile Sâmarrâ üslubunun devamının işareti olarak görülmekte. Minarenin sarmal bir formda inşa edilmesi de Sâmarrâ Camii'nden esinlenildiğini gösteriyor.

Tolunoğlu Ahmed Camii'nin süslemelerinde ise Abbâsî, Sâmarrâ ve Bizans dönemi etkileri hissediliyor. Süslemelerin daha çok harimde yoğunlaştığı görülüyor.
Minber, ahşap malzemeden inşa edilmiş ve Sultan Lâçin tarafından yenilenmiş. Geometrik ve bitkisel kompozisyonun birlikte kullanıldığı mihrap da devrin en güzel örnekleri arasında yer alıyor.

Caminin ilginç yapılış hikâyesi
Rivayete göre caminin yapılışı ilginç bir hikâyeye dayanıyor. Hikâye şöyle:
Ahmed bin Tolun, çölde giderken yanındaki çalışanlardan birinin atının ayağının takılması sonucu düştüğünü görür. Durarak atın ayağının takıldığı yere bakan Tolunoğu, orada bol miktarda altın olduğunu fark eder ve bunları çıkarttırır.
Söz konusu altınları hayırlı bir işte kullanmak için Bağdat’ta bulunan zamanın halifesi Ebul Abbas el-Mutemed'e bir mektup gönderen Tolunoğlu, Halife'nin onayının ardından bu parayla bir şifahâne (Bîmâristan) inşa etmeye karar verir.
Şifahaneyi inşa ederken daha büyük bir define bulunmasının ardından buraya külliye yapılmasına karar verilir. Külliyeyi bu define ile yaptıran Tolunoğulları devletinin kurucusu Ahmed bin Tolun, inşaattan arta kalan parayı ise vakfeder.


Ahmed bin Tolun, Ramazan ayında caminin inşaatını kontrol için gittiğinde işçilerin gün batımına kadar çalıştığını görür.
Oradaki sorumlulara, "Bu garibanlar ne zaman iftarlık alarak evlerine götürecek?" diyerek, ikindi vaktinde paydos edilmesini emreder. Bundan sonra bütün Mısır'da Ramazan ayındaki işler ikindi namazında paydos edilir.
"Mısır'ı sel alsa da cami kuru kalsın"
Camiyle ilgili bir rivayet daha var. Buna göre, Ahmed bin Tolun, caminin sarp kayaların bulunduğu yüksek bir yere yapılmasını ister.

Bunun sebebi sorulduğunda ise Tolunoğlu,
"Öyle bir yere inşa etmeliyim ki Mısır'ı sel alsa da cami kuru kalsın, bütün Mısır yansa da ateş camiye dokunmasın."
der.