Napoleon şapkasını burada rehin bıraktı: Le Procope, Paris’in en eski kafesi

Paris’in en eski kafesi olarak bilinen Le Procope, 1686 yılında Sicilyalı aşçı Francesco Procopio Cutò tarafından açıldı. Fransız kahve kültürünün başladığı yer olarak kabul edilen bu mekan, 300 yılı aşkın süredir aynı adreste hizmet veriyor.
Le Procope, sadece bir kafe değil; Fransız Aydınlanma Çağı’nın ve devrim tartışmalarının merkeziydi. Voltaire, Rousseau, Diderot, Robespierre, Marat, Benjamin Franklin gibi dönemin önemli isimleri burada buluşur, fikir alışverişinde bulunurdu.
En meşhur hikayelerden biri ise Napoleon Bonaparte’a ait. Genç bir subayken parasını ödeyemediği için şapkasını rehin bırakmış ve o şapka bugün hâlâ Le Procope’un girişinde sergileniyor.
Le Procope’un dekorasyonu, bir kafeden çok küçük bir müzeyi andırıyor. Duvarlarında devrim dönemi belgeleri, portreler, tarihi afişler ve eski yazışmalar sergileniyor. Kristal avizeler, kırmızı kadife koltuklar ve mermer masalar mekanın 18. yüzyıl Paris ruhunu koruduğunu gösteriyor. Tuvalet kapılarında bile 'citoyens' ve 'citoyennes' yani vatandaş yazıyor; Fransız Devrimi’ne göndermeler her detayda var.

Ne yenmeli?
Le Procope, klasik Fransız mutfağının temel tatlarını sunuyor. Özellikle şu lezzetler öneriliyor:
French onion soup (soğan çorbası)
Steak au poivre (biber soslu biftek)
Pâté en croûte (hamur içinde et pate)
Crème brûlée ve Paris-Brest