Ataşehir'de Michelin Yıldızlı restoranı: Fauna

​Ataşehir'de Michelin Yıldızlı restoranı: Fauna
​Ataşehir'de Michelin Yıldızlı restoranı: Fauna

İstanbul’un kalabalığı ve hızlı temposundan biraz uzaklaşmak isteyenler için Ataşehir’deki Fauna, sadece bir öğle yemeği durağı değil; aynı zamanda bir “iyi yemek” deneyimi. Küçük bir mahalle lokantası gibi görünen bu mekân, aslında yemek kültürünü yeniden düşünmek için eşsiz lokasyon.

Fauna’da yemek yemek, aynı zamanda bir mutfak hikâyesine tanıklık etmek demek. Açık mutfağın hemen önünde, genellikle başka misafirlerle paylaşılan uzun masalara oturuyorsunuz. Makarna hamurunun açılmasını, raviolilerin tazecik hazırlanmasını izlemek, yemeğinize başlamadan önce bile sizi mutlu ediyor.

İtalyan ve Türk mutfağının sofrada buluşması

Menüde, tanıdık tatlarla özgün dokunuşlar yan yana geliyor. Karayaka kuzu tandır gibi Anadolu’nun derin köklerinden gelen yemeklerin yanında cevizli ravioli gibi Akdeniz esintileriyle bezenmiş tabaklar bulmak mümkün. Tatlı bölümünde ise organik çilekten yapılmış, kaymak kıvamında enfes bir sorbe öne çıkıyor. Ferah, ekşi tatlı dengesiyle bu tatlı, yazın serinliğini masanıza getiriyor.

Fauna’nın ruhunu anlamak için en çarpıcı örneklerden biri şüphesiz su böreği. Şef İbrahim Tuna, bu klasik lezzeti yeniden ele alırken geçmişin tariflerine dönmüş. Gömlek yağıyla hazırlanan, irmik unuyla zenginleştirilmiş ve trüfle taçlandırılmış bir su böreğini düşünün. Ortaya çıkan yemek, sadece damakta değil, zihinde de uzun süre kalacak bir deneyime dönüşüyor.

“Yavaş” yemek kültürünün savunucusu

2003’te sadece beş masalı küçük bir lokanta olarak yola çıkan Fauna, bugün 22 kişilik samimi bir mekân olarak yoluna devam ediyor. Ancak değişmeyen bir şey var: sabır ve özen. Burada her şey sipariş üzerine hazırlanıyor; hızın değil, doğru malzeme ve doğru tekniğin öncelendiği bir anlayış hâkim. Bu yüzden Fauna, biraz zaman ayırabilenlerin restoranı.

Fauna’nın mutfağında kullanılan malzemeler titizlikle seçiliyor. Kimyasal kalıntılardan uzak, mümkün olduğunca organik üreticilerden temin edilen ürünlerle hazırlanan yemekler, sadece lezzetiyle değil, sağlıklı yapısıyla da ön plana çıkıyor. “Yemek, önce zarar vermemeli” anlayışı buradaki her tabakta kendini hissettiriyor.

Kurucusu İbrahim Tuna’nın yıllardır sürdürdüğü bu mutfak yolculuğu, pandemi sonrası Şef Emrah Coşkun’un ekibe katılmasıyla daha da güç kazanmış. Fauna, her geçen gün kendini geliştiren ve “daha iyisi mümkün” anlayışını koruyan bir mekân olmayı sürdürüyor. Bu hedeflerini de Michelin Yıldızı Bib Gourmand ile hem kendilerine hem de müdavimlerine tekrar kanıtlamış oldu.

Ataşehir’e yolunuz düşerse Fauna’yı listenize mutlaka ekleyin. Ancak gitmeden önce rezervasyon yaptırmayı unutmayın; çünkü burada yemek sadece karın doyurmak için değil, yavaş yavaş tadını çıkararak yaşanacak bir deneyim.

Bu yazının başlığı yazardan bağımsız editoryal olarak hazırlanmıştır.