Kiralanabilir bir şefkat: Japonya’da “büyükanne” hizmeti

Japonya’da “büyükanne” hizmeti
Japonya’da “büyükanne” hizmeti

Düşünsenize... Evdeki sessizliği bir tabak sıcak yemek, güzel bir el yazısıyla yazılmış bir not, ya da sabırla dinlenen bir kalp kırıklığı bozuyor. Ve bunu yapan, kiraladığın bir büyükanne.

Japonya’da son yıllarda hayatın akışı biraz değişti. Emeklilik yaşını çoktan geçmiş kadınlar hala iş peşinde. Kimi geçim derdinden, kimi de bir işe yaramaya devam etmek istediği için... Ama yaşı yetmişe merdiven dayamış bir kadına kim “gel, çalış” der?

İşte tam bu noktada sahneye OK Obaachan çıkıyor. Anlamı: “Tamam büyükanne.” Ama yaptığı şey, bu kadar basit değil.

Bu sistemde büyükanne kiralayabiliyorsunuz. Evet, yanlış duymadınız. Üstelik sadece ev temizliği ya da yemek için değil. Kalbini dinlemesi için. Ayrılmak isteyip de cesaret edemediğin sevgiline senin adına veda etmesi için. Düğününde aileden biri gibi durması, çocuğunun maçını tribünden izleyip gururla video çekmesi için… Birine “ben senin yanındayım” demenin türlü hali için.

Bu büyükanne figürleri, yaşları 60 ila 94 arasında değişen yüzlerce kadından oluşuyor. Üniversite diploması yok çoğunun. CV’lerinde “hayat” yazıyor sadece. Ama öyle çok şey yapıyorlar ki… İyi yemek pişiriyorlar. Güzel yazı yazıyorlar. Kırık kalpleri sabırla dinliyorlar. Torun gibi hissettikleri insanlara, gerçekten torun gibi davranıyorlar.

Saatlik ücretleri sabit. Pazarlık yok. Çünkü yaşlı diye değil, deneyimli diye ücret alıyorlar. Bir ömür boyu ev geçindirmenin, çocuk büyütmenin, hayal kırıklığına alışmanın, sabırla devam etmenin karşılığı bu.

Onlar için bu iş bir tür yeniden var olma hali. “Ben hala bir işe yarıyorum” hissi, insanı ayakta tutan şey zaten.

Belki de biz, yaşlıları sadece "geçmiş" sanıyoruz. Japonya’da ise bazı insanlar için yaşlılık, başka hayatların içinde hala yer bulabilmek demek. Ve bazı ihtiyaçların parayla ölçülmeyen bir değeri var: Birinin gözünün içine bakarak “seni anlıyorum” diyebilmek mesela.

Ve bunu, bir büyükanne gibi yapmak.