Bir adresin olmasa da olur: Lüks seyahatin yeni tanımı

Bir adresin olmasa da olur: Lüks seyahatin yeni tanımı
Bir adresin olmasa da olur: Lüks seyahatin yeni tanımı

Hayatınız boyunca aynı manzaraya uyanmak zorunda olmasaydınız, nereye giderdiniz? Cevabınız “her yere” ise, lüks seyahat dünyasında sizin için yeni bir rota açılıyor. Ve bu rota bir sahil kasabasına değil, yüzen bir eve çıkıyor.

Yeni nesil seyahat markası Crescent Seas, tam da bu sorudan yola çıkıyor: “Ev dediğin neden sabit olsun ki?”

2026’da denize açılması planlanan ilk gemi, Regent Seven Seas Navigator’ın lüks bir dönüşümünden doğacak. İçinde 210 adet özel rezidans olacak. Fiyatlar mı? 570 bin Euro ile başlıyor ama en lüks daire için 8,8 milyon Euroyu gözden çıkarmanız gerekiyor.

Ancak bu parayla satın aldığınız şey sadece bir gemi odası değil, bitmeyen bir dünya turu. Gemi; Seyşeller’den Singapur’a, İzlanda’dan Barselona’ya dört gün boyunca demir atacak, yolcuları karada kültürel deneyimlere taşıyacak. Yani yalnızca gitmek değil, hissetmek üzerine kurulu bir deneyim.

Gemi içinde ise her şey ultra lüks: Michelin esintili restoranlar, wellness merkezleri, Starlink destekli coworking alanları, yemek atölyeleri ve tabii ki beyaz eldivenli uşaklar… Kaldığınız sürece yılda yaklaşık 30.000 Euro'luk bir yeme-içme kredisi satın almanız da gerekiyor. Yani “lifestyle” baştan aşağı planlı.

Projenin kurucusu Russell Galbut’ın dediği gibi: “Gayrimenkul her zaman ‘lokasyon’ demekti. Biz o kuralı ortadan kaldırdık. Ev artık sizinle hareket ediyor.”

Uzaya bilet, denize ev

Crescent Seas, lüks dünyasında yalnız değil. Bir yanda The World gibi 2002’den bu yana dünya turuna çıkan yüzen konutlar, diğer yanda Jeff Bezos’un uzay turizmi projeleri, Mars için bilet kuyruğuna giren milyarderler… Kimileri kırmızı topraklarda koloni kurmak istiyor, kimileri Maldivler’de ada satın alıyor. Ama kimileri var ki, deniz üstünde bir hayatın hayalini kuruyor. Hem ev hem gemi, hem yol hem manzara...

Artık mesele nerede olduğunuz değil, hareket halinde nasıl yaşadığınız. Bir evinizin olması değil, evinizin sizi nereye götürdüğü konuşuluyor. Ve milyonlarca Euro’su olanlar için, bu artık sadece fantezi değil; adres gerektirmeyen bir yaşam biçimi.