Tıp dünyasında devrim: Böbrekleri koruyan MikroRNA ilk kez tanımlandı

Tıp dünyasında devrim
Tıp dünyasında devrim

Kanada’daki Montreal Üniversitesi Hastane Araştırma Merkezi (CRCHUM) bilim insanları, tıp tarihinde bir ilke imza atarak böbreklerdeki ince damarları koruyabilen bir mikroRNA molekülü keşfetti. "miR-423-5p" olarak adlandırılan bu molekül, sadece böbrek hasarını sınırlandırmakla kalmıyor, aynı zamanda damar sağlığının kan örnekleriyle erken teşhisini mümkün kılan güçlü bir biyobelirteç olarak öne çıkıyor. Fareler ve böbrek nakli yapılan 51 hasta üzerinde yapılan çalışmalarda, bu mikroRNA’nın damar yapısını koruma etkisi kanıtlandı. Uzmanlara göre bu buluş, özellikle organ nakli, kalp-damar cerrahisi ve yüksek riskli hasta gruplarında erken müdahale imkânı sağlayarak tıpta çığır açacak. Üstelik bu keşfin, yalnızca böbrek değil, kalp, akciğer ve nörolojik hastalıklar gibi pek çok alanda kullanılabilecek yeni tedavi kapılarını aralayabileceği belirtiliyor.

Montreal Üniversitesi Hastane Araştırma Merkezi (CRCHUM) bünyesinde çalışan bilim insanları, tıp dünyasında çığır açacak bir keşfe imza attı. Elde edilen bulgulara göre, miR-423-5p adı verilen bir mikroRNA molekülü, böbreklerdeki mikrodolaşım sistemini yani ince damar yapısını koruma özelliğine sahip.

Biyobelirteç özelliği taşıyor

Araştırma kapsamında ilk olarak hayvan deneyleri, ardından ise 51 böbrek nakli hastası üzerinde klinik testler yapıldı. Sonuçlar, miR-423-5p’nin böbreklerdeki küçük damar sağlığını doğru şekilde yansıttığını gösterdi. Bu da onu, erken teşhis için güçlü bir biyobelirteç haline getiriyor.

Hasarlı böbrekte damarlar korundu

Deneysel aşamada, böbrek hasarı oluşturulan farelere miR-423-5p enjekte edildiğinde, hasarın azaldığı ve küçük damarların korunduğu gözlemlendi. Bu gelişme, özellikle kronik böbrek hastalığı başta olmak üzere birçok rahatsızlığın ilerleyişini yavaşlatabilecek yeni tedavi yollarının önünü açtı.

Klinik kullanım potansiyeli yüksek

Uzmanlar, bu mikroRNA’nın organ nakli, kalp-damar cerrahisi ve kan akışının geçici olarak durdurulduğu operasyonlar için büyük önem taşıdığını belirtiyor. Özellikle yaşlılar, böbrek nakli hastaları ve yüksek riskli hasta grupları bu sayede çok daha etkin bir şekilde izlenebilecek.

Sadece böbrekle sınırlı değil

Araştırmanın en dikkat çekici yönlerinden biri ise, bu molekülün sadece böbrek sağlığıyla sınırlı kalmaması. Uzmanlara göre miR-423-5p, kalp, akciğer ve hatta nörodejeneratif hastalıklar gibi alanlarda da kullanılabilir. Çünkü bu tür hastalıklarda da küçük damar kaybı, hastalığın ilerlemesinde büyük rol oynuyor.

Alternatif taşıma yöntemleri araştırılıyor

Araştırma ekibi, şu an doğrudan enjeksiyon dışında, bu mikroRNA’nın böbreğe etkili bir şekilde ulaştırılabilmesi için yeni taşıma sistemleri üzerine çalışıyor. Bu sayede tedavinin hem güvenliği hem de etkinliği artırılabilecek.

Bugünün gazete manşetleri için tıklayın >