Terör listesinden TIME 100’e: Suriye’de rejim sonrası yeni lider... Ahmed Şara’nın dönüşüm hikâyesi

Bir dönem hakkında 10 milyon dolarlık ABD ödülü vardı, ismi 'küresel terör' listelerinde yer aldı. Ancak bugün, Ahmed Şara Suriye’nin geçici devlet başkanı. Esad rejiminin çöküşüyle birlikte başlayan yeni süreçte, Şara yalnızca savaş meydanlarının değil, diplomasi sahnesinin de en dikkat çeken figürlerinden biri oldu. TIME dergisine göre dünyanın en etkili liderlerinden biri sayılan Şara, bugün Suriye’yi uluslararası toplumun yeniden kabul gören bir üyesi haline getirme iddiasında. Peki bu dönüşüm nasıl mümkün oldu? Ahmed Şara kimdir? Nasıl bir Suriye vadediyor? İşte tüm merak edilenler...
Bir zamanlar ABD’nin başına ödül koyduğu bir örgüt lideri... Şimdi ise Suriye’nin devlet başkanı. Ahmed Şara’nın dönüşümü, yalnızca kişisel değil; aynı zamanda bir devletin, bir halkın ve bir ideolojinin yeniden yazılan hikâyesi.
- “Batı ile doğrudan bir çatışma niyetimiz yok.”
“İslamcı bir devlet gibi ‘Kıyamet savaşları’ veya ‘dünya çapında cihat’ stratejilerimiz yok.”
“Amacımız sadece Esad rejimini değiştirmek ve yeni bir Suriye inşa etmek.”
Bu sözler, Ahmed Şara’nın henüz 2021 yılında Amerikalı gazeteci Martin Smith’e verdiği röportajda sarf ettiği cümlelerden sadece birkaçı. O dönem HTŞ lideri olarak hakkında 10 milyon dolarlık ödül konulmuş bir “terörist” olarak adlandırılan Şara, bugün Suriye’nin devlet başkanı. Esad sonrası dönemde ülkesini yalnızca yeniden inşa etmekle kalmıyor; aynı zamanda ideolojik dönüşümüyle de iz bırakıyor.

Suriye’nin enkazından doğan yeni iktidar
2011’de başlayan Suriye iç savaşında yaklaşık 1 milyon insan yaşamını yitirdi, 13 milyondan fazla Suriyeli yerinden oldu. Ülke ekonomisi yüzde 70’ten fazla küçüldü, sağlık ve eğitim sistemleri çökme noktasına geldi. 2024 yılına gelindiğinde ise Esad rejimi, Rusya ve İran’dan yeterli desteği alamamış, Lazkiye ve Tartus’a sıkışmış durumdaydı. HTŞ öncülüğündeki muhalifler, 12 gün süren planlı bir operasyonun ardından rejimi devirdi.
Ahmed Şara kimdir?
Golan Tepeleri kökenli bir ailenin çocuğu olan Şara’nın geçmişi radikal çizgilerle örülü. 2003’te ABD'nin Irak işgali sürecinde El Kaide’nin Irak koluna katıldı. 2006’da tutuklanarak beş yıl boyunca çeşitli hapishanelerde kaldı. 2011’deki Suriye devrimiyle El Nusra Cephesi’ni örgütledi, sonrasında HTŞ’yi kurarak bölgedeki en güçlü muhalif yapıya liderlik etti.

Ancak 2016 itibariyle bu yapı, El Kaide ile taktiksel ayrışmaya gitti. İdeolojik bir dönüşümden çok, stratejik bir yeniden konumlanma süreci başladı. HTŞ, İdlib merkezli yerel yönetimlerle sivil hizmetler sunmaya; Şara ise ilk defa Batılı gazetecilerle röportajlar yapmaya başladı. Sarıklı militan figüründen takım elbiseli, diplomatik bir lidere evrilen Şara’nın bu imaj değişimi, dünya kamuoyunun dikkatinden kaçmadı.
Siyasi atılımlar ve Anayasa süreci
HTŞ'nin rejimi devirmesinin hemen ardından teknokratlardan oluşan bir geçici yönetim ilan edildi. Ahmed Şara, Ocak 2025’te Suriye’nin geçiş dönemi cumhurbaşkanı olarak atandı. Hemen ardından çoğulcu, şeffaf ve halk oylamasına sunulacak bir anayasa taslağı için komisyon kuruldu. Yeni yönetimde kadın kotası ve azınlık temsili gibi uygulamalar da gündeme alındı.
Askeri yapı ise profesyonel bir orduya dönüştürülme sürecine girdi. Bu adım, HTŞ’nin radikal milis kimliğinden çıkarak kurumsal bir devlet modeline geçiş niyetinin en somut göstergesi oldu.

Dış politikada denge oyunu
Ahmed Şara’nın ilk yurt dışı ziyaretini Şubat 2025’te Suudi Arabistan’a yapması tesadüf değil. Bu ziyaret, enerji ve teknoloji alanlarında yapılan anlaşmaların yanı sıra, Arap Birliği ile yeniden entegrasyon sürecinin de başlangıcı oldu. Ardından Türkiye ve Fransa ziyaretleri geldi.
Fransa’da yapılan Lazkiye Limanı anlaşması, Batı dünyasının da Suriye’nin yeniden inşasına dâhil olacağının işaretiydi. Limanın işletmesi 30 yıllığına Fransız devine verildi, 230 milyon avroluk yatırım taahhüdü alındı.
Mayıs ayında Suudi Arabistan’da gerçekleşen Trump-Şara zirvesi ise bir dönüm noktasıydı. ABD Başkanı Trump, görüşme sonrasında Suriye’ye yönelik tüm yaptırımların kaldırıldığını duyurdu. Bu, Şara'nın uluslararası meşruiyet kazandığının en net göstergesiydi.
Radikal geçmişten diplomatik geleceğe
Şara, Batı ile ilişkilerini geliştirirken Rusya ve İran’a yönelik doğrudan bir çatışmaya girmiyor. Hmeymim ve Tartus üslerinin hâlâ Rusya'nın kontrolünde olması, bu temkinli politikanın arka planını oluşturuyor. Aynı şekilde, İsrail’le de dolaylı diyaloglar kurularak bölgedeki güvenlik dengeleri korunmaya çalışılıyor.
İdeolojik olarak ise selefi-jihadi bir yapıdan halk temelli, merkezî ve laik unsurlar içeren bir yönetime geçilme çabası dikkat çekiyor. Şara’nın açıklamalarına göre “devrimci zihniyetin yerine kurumsal devlet aklı” yerleştirilmeli.

Uluslararası sahneye dönüş
TIME dergisinin 2025 yılı “Dünyanın En Etkili 100 Siyasi Figürü” listesine giren Şara, artık yalnızca bir örgüt lideri değil; yeni Suriye’nin lideri. ABD, AB, Körfez ülkeleri ve Türkiye ile kurduğu dengeli ilişkiler, Şara’nın yalnızca ülke içinde değil, uluslararası düzlemde de meşruiyet kazandığını gösteriyor.
Bugün, “yıkılmış bir devletin küllerinden ne doğar” sorusunun cevabı Ahmed Şara’nın liderliğindeki yeni Suriye olabilir. Elbette bu dönüşümün sürdürülebilirliği, hem iç dinamikler hem de küresel dengeler açısından önümüzdeki yıllarda daha net anlaşılacak.