Trump ve Musk iki nefret ikonu

Çizgi: Şeyma İlhan
Çizgi: Şeyma İlhan

Hiç kimse, hele bu çağda siyasilerin fazilet ve karakter âbidesi olmasını beklemiyor ama faziletsizliğin, karaktersizliğin bu kadarı da çizmeyi fazlasıyla aşıyor. Trump’ın “Amerikan aptalı” Hristiyan siyonistlerden oluşan evanjelist kitlesinin bu tutumdan rahatsızlık duymadığı ise ortada. Zira yahudiler gibi kendisini en baştan haklı, diğerlerini haksız olarak gören bir kitlenin fazilet ve karakter gibi temel insânî değerlere ihtiyaç duyması gerekmiyor.

2003-2013 yılları arasında ABD Temsilciler Meclisi’nde Cumhuriyetçi vekil olarak Illinois eyaletini temsil eden Jim Sachia, mahalli bir gazeteye yazdığı makaleye “Trump ve Musk’a karşı büyüyen nefret kafa karıştırıyor” başlığını attı. Kendisi de aynı partiden olmasına rağmen ikinci kez başkanlık koltuğuna oturduğundan bu yana Trump’a duyduğu nefreti itiraf eden Sachia, 2015’te ilk kez başkanlığa aday olduğunda Trump’ı desteklemiş ve onu tanıyan biri olarak başarılarından hayli etkilenenen biriymiş.

Fakat yeteneklerine ve başarılarına hayran olsa da Trump’ın çenesine hâkim olamadığını, bunun da insanlarda “Trump Çılgınlığı Sendromu”na yol açtığını söylüyor. Amerika’nın meşhur talk-show sunucularından Rosie O'Donnell’ın “Trump bir kez daha seçilirse ülkeyi terk edeceğim” deyip, Trump seçimi kazanınca İrlanda’ya taşınmasını bu sendromun en bariz örneklerinden biri olarak zikrediyor.

Kendisine hayran bir Cumhuriyetçi parlamenteri bile çileden çıkaran çenesi, hesap kitap bilmeden pervasızca yaptığı düşüncesiz hareketleriyle birleşince Trump gerçekten de çekilmez biri. Ayağına kadar gelen Zelenskiy’e binbir hakarette bulunduktan sonra basın toplantısında pişkince “Ben mi hakaret etmişim, hiç hatırlamıyorum” diyebilen birinin nefret ikonu olması kadar doğal bir şey olmasa gerek.

Hiç kimse, hele bu çağda siyasilerin fazilet ve karakter âbidesi olmasını beklemiyor ama faziletsizliğin, karaktersizliğin bu kadarı da çizmeyi fazlasıyla aşıyor. Trump’ın “Amerikan aptalı” hristiyan siyonistlerden oluşan evanjelist kitlesinin bu tutumdan rahatsızlık duymadığı ise ortada. Zira yahudiler gibi kendisini en baştan haklı, diğerlerini haksız olarak gören bir kitlenin fazilet ve karakter gibi temel insânî değerlere ihtiyaç duyması gerekmiyor.

Gümrük tarifeleri nefreti daha da büyüttü

Evanjelizmin WASP (Beyaz-Anglosakson-Protestan) karakterini temsil eden Trump’ın başka ırklardan göçmenleri pek sevmediği biliniyor. Yakın zamanda kendisine katılan Elon Musk’ın Avrupa sağıyla yakın ilişkisi de başta Berlin olmak üzere Avrupa başkentlerini rahatsız edecek seviyede. MAGA (Make America Great Again) mottosuyla dünyanın geri kalanına parya muamelesi yapmakta sakınca görmeyen Trump, yeni gümrük tarifelerini ilan etmek suretiyle kendisine duyulan nefreti daha da büyütmeye ahdetmiş görünüyor.

Trump, 2 Nisan’da “Amerikan tarihinin en önemli günlerinden biri, ekonomik bağımsızlığımızın duyurusu, ABD'nin altın çağı geliyor" diyerek gümrük tarifelerini ilan ettikten sonra piyasaların tepetaklak olduğunu ve sadece üç gün içinde Amerikan borsalarının 5 trilyon 400 milyar dolarlık zarara uğradığını ayrıca not edelim.

  • Tarife karşıtı deklarasyon
  • Trump’ın kendi ayağına kurşun sıkmakla kalmayıp dünya ticaretini ciddi mânâda riske attığı gümrük tarifelerine eleştiriler yağmakta gecikmedi. Aralarında Nobel ödüllü iktisatçıların da bulunduğu uzman isimler ortak bir deklarasyon yayınlayarak, bu yanlış politikanın sanıldığının aksine Amerika’ya bir faydası olmayacağını; bilakis “Amerikalı işçilerin yanlış yönlendirme sonucu hayata geçirilen politikaların ceremesini çekeceğini, bu yükün ise kendisini artan fiyatlar ve kendi kendine ortaya çıkarılan bir resesyon olarak göstereceğini” ifade ettiler.
  • Oysa Trump’ın tezine göre yeni gümrük tarifeleri başta Çin olmak üzere Amerika’nın diğer ülkelere karşı verdiği ticaret açığını tersine çevirmeyi ve Amerikan üretim sektörünü yeniden diriltmeyi hedefliyor.
  • Trump karşıtı deklarasyonda Cumhuriyetçi Parti’den iktisatçıların da imzalarını görmek şaşırtıcı değil. Nitekim eski Teksas senatörü iktisatçı Phil Gramm ile oğul Bush döneminin Ekonomi Danışmanları Konseyi’nin başkanı N. Gregory Mankiw bunlardan ikisi.

Musk da nefret objesine dönüştü

Bir zamanların hızlı liberali Elon Musk’a gelince... Eski vekil Sachia, dünyanın en zengin, en zeki adamı olarak ilan ettiği Musk’ın Amerika’nın ve belki de dünyanın en sevilen adamlarından biriyken Trump’ın yanında yer alıp, DOGE (Department of Government Efficiency/Devlet Verimliliği Departmanı) biriminin başına geçmesiyle kısa zamanda bir nefret ikonuna dönüştüğünün altını bilhassa çiziyor.

Dokuz aydır uzayda mahsur kalan iki astronotu güvenli bir şekilde eve getirme çabasının yanısıra birkaç ay önce internet, telefon ve elektrik hizmeti olmayan Kuzey Carolina kırsalındaki Amerikan vatandaşlarına Star Link sağlayıp, cümlesini mahrumiyetten kurtarmak da tekrar sevgi ikonuna dönüşmesine yeterli gelmiyorsa varın gerisini siz düşünün.

  • “Herkes Elon’dan nefret ediyor”
  • Trump gibi çılgın bir adamla omuz omuza siyasete girmenin her zaman, herkes için riskler barındırdığı muhakkak. Hele dünyanın en zengin adamıysanız bunun kazançlarını ve kayıplarını en baştan iyi hesaplamak gerekiyor. Elon Musk, Trump’ı diğer para babaları gibi dışardan destekleyip bizzat siyaset yapmaya kalkışmasaydı bu denli bir nefret objesine dönüşür müydü derseniz, Jeff Bezos örneğinde görüldüğü gibi muhtemelen böyle olmazdı. Bu mânâda Musk kendi kuyusunu kendisi kazdı diyebiliriz.
  • Jim Sachia’nın dediği gibi halkın gıpta ettiği, sempati duyduğu bir zenginken, az zamanda en nefret edilen kişilerden birine dönüşmek az başarı değil doğrusu. Tesla Takedown diye bir inisiyatif başta ABD şehirleri olmak üzere yeryüzünün 230 noktasındaki Tesla bayilerinin önlerinde toplanma kararı alıyor, "Elon'dan nefret ediyorsan korna çal" mottosuyla ortalığı inletiyor. İngiltere'de "Herkes Elon'dan Nefret Ediyor" adıyla bir grup kuruluyor, bu grubun üyeleri Tesla markalı otomobili balyozlarla paramparça ediyor. Almanya'da ise yedi Tesla aracı pert eden bir kundaklama gerçekleşiyor.
  • Görülen o ki, Trump’ın Beyaz Ev’in önündeki Tesla şovu da Musk’ı kurtarmaya yetmeyecek. Zira Musk, iki aylık Beyaz Ev macerasında servetinden 150 milyar doları şimdiden kaybetmiş durumda.