Robot robotu ateşledi

Derin hava harekâtı konusunda en yetenekli oyuncular sahneye çıkmaya başladı. İnsansız hayalet uçak ANKA-3'ten fırlatılan SÜPER ŞİMŞEK, Türkiye'nin 6. nesil yetenek potansiyelini dosta-düşmana açık biçimde gösterdi.
Çoktandır gelişimini sessiz sedasız sürdürmekte olan stratejik silah, süper gizli bir platformun kanadında ortaya çıktı. Hayalet robotun havada başka bir robotu ateşlemesi diyebileceğimiz yetenek şovuna TUSAŞ imza attı. Yıllardır hedef uçak olarak kullandığı ŞİMŞEK'i geliştirip büyüterek SÜPER ŞİMŞEK'e dönüştüren TUSAŞ, bu 'silahı' delta kanatlı insansız uçak ANKA-3'ten fırlatıp dosta düşmana gövde gösterisi yaptı.

SÜPER ŞİMŞEK'e füze yerine 'stratejik silah' demek daha doğru olabilir. Zira bu aygıtın büründüğü kimlikler, Türkiye ile hesabı olan güçlerin nasıl bir şeyle karşı karşıya kalabileceği hakkında fikir veriyor.
SÜPER ŞİMŞEK yere yakın biçimde uçarak 700 kilometre mesafedeki değerli varlıkları tahrip edebiliyor. Uygun görev yüküyle uçtuğunda, gerideki dost uçaklar için güvenli koridor oluşturuyor. Düşman radarlarını bastırma, kandırma, hatta doğrudan etkisiz hale getirme görevlerini de icra ediyor.
SÜPER ŞİMŞEK kendini hedef bölgedeki radara farklı bir uçak gibi tanıtabiliyor. Yani bir F-16, F-4, Rafale, Eurofighter, hatta KAAN maskesi takabiliyor. Hatta isterse düşman radarlarında bir C-130 nakliye uçağı gibi görünebiliyor. Bu durum, radar sistemlerinin yaklaşan tehdidin niteliği konusunda karar vermesini zorlaştırıyor.
İşte böylesine etkili bir silah, radara görünmeden uçan ANKA-3'ten ateşlendiğinde son derece gizli ve tehlikeli bir varlığa dönüşüyor. TUSAŞ yetkililerine göre SÜPER ŞİMŞEK sürü halinde uçuyor ve şimdilik 11 farklı görevi yerine getiriyor.
ABD'nin son yıllarda geliştirmeye uğraş verdiği 'insansız fedai uçak' (Loyal Wingman) konseptini Türk ordusu için tek başına karşılar özellikte görünen SÜPER ŞİMŞEK, ANKA-3, Millî Muharip Uçak KAAN ve KIZILELMA ile birlikte 6. nesil hava operasyonlarının önemli oyuncularından biri olacak. 200 kilogramağırlığa sahip bu stratejik silahı, KAAN tarafından idare edilen ANKA-3 ve KIZILELMA akınlarında, yani geleceğin hava harekâtlarında sıkça göreceğiz.
- -Değeri parayla ölçülemez-
- Frekansı tara, hedefi bul
- TÜBİTAK BİLGEM mühendisleri 11 yıllık yoğun bir çalışmanın ardından F-16 savaş uçakları için elektronik harp podu (EHPOD) geliştirmeyi başardı. Savunma sanayiindeki pek çok müjdenin ortasında bu gelişme sıradan bir haber olarak algılanmış olsa da, EHPOD'un neler yaptığını biraz merak edenler bu cihazın Türk Hava Kuvvetleri için ne kadar büyük önem taşıdığını hemen fark etti.
- Uçan bir F-16'nın gövdesine takılıyken düşman radar sistemlerinin yaydığı sinyaller hakkında bilgi toplayan EHPOD, analiz ettiği frekans sayesinde hedefteki hava savunma radarının konumunu net biçimde belirliyor, sonrasında bu hedefin imhası için uygun seyir füzesi yahut anti-radyasyon mühimmatının ateşlenmesini sağlıyor.
- Sinyal algılayıcı taktik elektronik destek podu EHPOD, gerçek radar sistemlerine karşı icra edilen tüm testleri başarıyla tamamladı. Bu cihazın geliştirilmesiyle birlikte Türk savunma sanayii bir konuda daha tam bağımsızlık kazanmış oldu. Bu tip elektronik harp aygıtları, ülkelerin elinde 'parayla satın alınması mümkün olmayan stratejik varlıklar' olarak görülüyor.
- Düşman radarının tespit edilmesi sonrası sinyalin özelliklerine göre sahte hedefler türetme özelliğine de sahip EHPOD, sıcak bir savaşta gerçekten işe yaradığında hasım kuvvetleri bütünüyle çaresiz bırakma potansiyeli barındırıyor. Üstelik düşmanın buna karşı hızlı bir çözüm geliştirebilme imkânı da bulunmuyor.
- KAAN'a, TB3'e, AKINCI'ya, ATMACA'ya ortak
- Sıfır (0) kodlu prototip sonrası KAAN tasarımında yapılan değişiklikler, Millî Muharip Uçağı daha çok yük taşıyan bir kimliğe büründürdü. İlk tasarımda 27 bin 215 kiloluk kalkış ağırlığı yeni modelde 34 bin 750 kiloya yükseldi. 14 metrelik kanat açıklığı 13.4 metreye düşerken, 21 metrelik uzunluk ise yeni tasarımda 20.3 metre oldu.
- Bunun yanında yerden yüksekliği 6 metreden 5 metreye indirilen KAAN'ın 1 no'lu prototipi 2025 sonunda, 2 no'lu prototipi ise 2026 başında uçmaya başlayacak. Test safhasını olabildiğince hızlı atlatmak için 2 uçağa ek olarak 4 uçak daha yapılması planlanıyor. Her şey yolunda giderse KAAN, 2028-2029 aralığında Türk Hava Kuvvetleri'ne teslim edilecek.
- TUSAŞ Motor Sanayii/TEI ise Türk havacılığının en kritik platformu için TF35000 adında motor geliştiriyor. Motorun gelişim safhası hakkında bir bilgi paylaşılmasa da 'yanma odası'nın tamamlandığına dair söylentiler, KAAN'a millî motor hayalinin gerçek olacağına ilişkin umutları artırdı.
- Endonezya savunmada Türkiye ile bütünleşiyor
- Türkiye'nin 5. nesil hayalet uçağına yönelik uluslararası ilgi ise giderek daha da somut bir boyut kazanıyor. Azerbaycan ve Pakistan'ın KAAN projesi ortaklığına kesin gözüyle bakılırken, Suudi Arabistan'ın da yüklü bir siparişle projeye dahil olması bekleniyor. Bu esnada Güneydoğu Asya'nın dev ülkesi Endonezya, KAAN uçağına sahip olmayı hedefledikleri mesajıyla küresel ölçekte savunma gündemini sarstı.
- Endonezya Cumhurbaşkanı Prabowo Subianto, 10 Nisan 2025 günü Cumhurbaşkanı Erdoğan'la buluşmasının ardından yaptığı açıklamada "KAAN projesine katılmak istiyoruz. Aynı şekilde denizaltı programımızda da Türk savunma sanayiinden faydalanmayı hedefliyoruz" dedi. Envanterinde çok sayıda Türk silahı bulunan Endonezya, topraklarına füze üretim tesisi kurma konusunda da ROKETSAN'la anlaştı.
- 2023 yılında TUSAŞ'tan ANKA-S satın almak için 300 milyon dolarlık sözleşmeye imza atan, 2024'te ise AKINCI TİHA edinmek üzere Baykar'ın kapısını çalan Cakarta yönetimi, Şubat ayında daha büyük bir hamle yapmış ve Endonezya'ya SİHA fabrikası kurulmasını da içeren 1 milyar dolarlık anlaşmaya varmıştı. Baykar, Endonezya'ya 60 adet Bayraktar TB3, 9 adet de AKINCI ihraç edecek.
- 1.2 trilyon dolar yıllık gelire sahip 270 milyon nüfuslu Asya devi çok yakın bir gelecekte Mini Akıllı Mühimmatları, seyir füzesi SOM'un farklı modellerini ve gemisavar füzesi ATMACA'yı üretir hale gelecek. KAAN ortaklığı ile SİHA fabrikasını yakın gelecekte ortak denizaltı projeleri de izleyeceğinden ötürü şunu rahatlıkla söyleyebiliriz: Türkiye, Asya'daki en önemli dayanak noktası olacak müttefikine sonunda kavuşuyor.