Kendi milletvekillerine bile sahip çıkamadılar: İngiltere ve AB İsrail’in iti mi?

5 Nisan günü İngiliz İşçi Partisi’ne mensup kadın milletvekilleri İbtisam Muhammed ile Yuan Yang, beraberlerindeki iki yardımcılarıyla İngiliz parlamentosu adına resmî ziyaret gerçekleştiren bir heyetin üyesi oldukları halde siyonist işgal devleti tarafından havaalanında sorgulamaya alındı ve ülkeye sokulmadı.
Devlet görünümlü işgalcilerin sözde yetkilileri, İşçi partili milletvekillerinin resmî bir heyetin üyesi olduklarını destekleyecek hiçbir delil bulunmadığını, hiçbir politikacı veya hükümet yetkilisinin geldiklerinden haberdar olmadığını iddia etse de bunun her zamanki gibi siyonist bir yalan olduğu kısa süre içinde ortaya çıktı.
Arap-İngiliz Anlayış Konseyi (CAABU), israilli yetkilileri yalanladı ve milletvekillerinin Filistinliler İçin Tıbbi Yardım (MAP) isimli sivil toplum kuruluşuyla ortak hareket eden parlamento heyetinin üyesi olduklarını söyledi. Sky News TV kanalında yayınlanan Breakfast programına katılan Ulaştırma Bakanı Heidi Alexander ise işgal devletini kınayıp sınır dışı etmenin kesinlikle kabul edilemez bir tavır olduğunu ifade etti.
Resmî yalanlama da geldi

İngiliz kabinesinden gelen tepki bununla sınırlı olmadı. Dışişleri Bakanı David Lammy, İbtisam Muhammed ile Yuan Yang’ın ülkeye girişlerinin engellenmesini yazılı bir açıklamayla protesto etti. Lammy’nin açıklaması, siyonistlerin yalanını resmî olarak da yüzlerine vurduğu için mühimdi.
"İki İngiliz milletvekilinin bir parlamento heyeti ziyareti sırasında israil makamları tarafından alıkonması ve ülkeye girişlerinin reddedilmesi kabul edilemez. Bu, ters bir etkiye yol açacaktır ve endişe vericidir. israil hükümetindeki muhataplarıma, İngiliz milletvekillerine böyle davranılamayacağını net bir şekilde belirttim."
Siyonistler hasedinden çıldırdı
İşçi Partili iki kadın milletvekilinin siyonist rejim tarafından yalan bir gerekçeyle ülkeye alınmaması elbette Filistinli mazlumlara verdikleri destek sebebiyle olmuştu. Tel Aviv yönetiminin rezil bir ayrımcılıktan kitlesel katliamlara değin uzanan bozuk sicilini yerinde tespit edip, Filistinli mağdurlara tıbbi yardım sağlama noktasında ellerinden geleni yapacaklardı. Zâten o yüzden “resmi bir heyete dâhil olmadan izinsiz geldiler” yalanı uyduruldu.
İşe bakın ki Muhafazakâr Parti lideri Kemi Badenoch, siyonistleri hasedinden çatlatacak kadar azılı bir siyonist çıktı. Neymiş? İsrail, İşçi Partili milletvekillerini ülkeye almamakta haklıymış. BBC’ye çıkıp bunu söyleyebilmek için bin dereden su getirip saçmalayan bir muhalefet lideri var karşımızda. Hem de ne lider!

1 Ocak 1983’den önce Londra’da doğduğu için otomatikman İngiliz vatandaşlığı alan, annesinin sırf böyle olsun diye Nijerya’dan doğurmak için Londra’ya geldiği Yoruba dilberinin belki siyonistler ile bir soy bağı yok ama belli ki “yalan kardeşliği” diye bir şey var. O da nedir demeyin, kötü insanları birbirine bağlayan sandığınızdan daha sıkı bir bağ bu. Mesela Badenoch diyor ki, 16 yaşına gelip de Londra’ya yerleşene kadar anne-babası doğum nedeniyle İngiliz vatandaşlığına hak kazandığını bilmiyormuş. Yalana bak! Hemi de kuyruklusu!
Tasmalı dilberin hezeyanları
Sırf ebeveyni uyanık çıktığı için İngiliz vatandaşı olan Nijeryalı mültecinin kara kaplı defterini karıştırdığımız vakit ne görüyoruz? Meğer bu da mülteciler ülkeye doluşuyor diye Brexit’e oy veren pembe mabatlı İngilizler gibi vaziyetten şikâyetçi imiş. Parlamentoya seçildiği vakit ilk konuşması da Brexit hakkında olmuş ve şöyle demiş:
“Brexit oylaması İngiltere projesine duyulan güvenin en büyük oylamasıdır. Benim şahsen siyâsî kahramanlarım da İngiltere’ye en büyük hizmetleri yapan Winston Churchill, Airey Neave ve Margareth Thatcher’dır. Bunların üçü de muhafazakâr siyasetçilerdi.”
Ezik Yoruba dilberine bak sen! İngiliz işgalcilerin Yoruba topraklarına nasıl zorla girip kendi halkının kanını döktüğünü, pamuğuna el koyduğunu, geleneklerini nasıl aşağıladığını belli ki hiç okutmamışlar bu tasmalı dilbere! Kendi celladına âşık tipik bir devşirmenin siyonistten daha siyonist kesilmesine şaşmak elbette yersiz.
Siyonist ite itlik edilmez

Sadece Kemi Badenoch’un ezik tavrını değil, İşçi Partili bakanların siyonist itler karşısındaki mülâyim duruşunu da lanetliyoruz. Çünkü iyi biliyoruz ki, şayet siyonistler değil de başkaları İngiliz milletvekillerine böyle davransa ortalık yangın yerine dönerdi. Tarihe baktığımızda İngilizlerin bundan çok daha hafif şeyleri bahane ederek ülkelere savaş açtığını, topraklarını zorla işgal ettiğini görüyoruz.
Gazze vesilesiyle bir kez daha teyit edilmiştir ki siyonistler insanlıktan çıkmış bir tayfadır, istisnasız hepsi sadece Gazze’ye ve Filistin’e değil bütün insanlığa saldıran kuduz birer ittir. Dolayısıyla ite itlik yapmak hiçbir şerefli devlete ve kuruma yakışmaz. İte hoşt demek gerekir, hoşt ile uslanmayana ise sağlam bir kötek. Âleme nizam verme derdindeki İngiltere, ite haddini bildirememiş, sınıfta kalmıştır.
Sadece İngiltere mi? Şubat ayında resmî bir ziyaret için işgal topraklarına giden Avrupa Parlamentosu milletvekilleri Lynn Boylan ile Rima Hassan da siyonistlerce ülkeye alınmamıştı. AB de tıpkı İngiliz hükümeti gibi kuyruğunu kıstırıp ite itlik yapmayı tercih etmişti. Şayet Türkiye böyle bir şey yapmış olsa Almanya’dan Fransa’ya, İsveç’ten İtalya’ya en sert tehditler gelmekle kalmaz, AB, Türkiye’ye yaptırımlar uygulamak için acil toplantı kararı alırdı.
İkiyüzlülüğünüz batsın e mi, ite itlik edenler!