Japonlar Türkiye'den SİHA ve teknoloji paylaşımı istedi

Pasifik'te çıkması muhtemel bir savaşta Çin'in ABD'yi hezimete uğratacağı yönündeki raporların artışı Japonya'yı hayli telaşlandırdı. Tokyo yönetimi, insanlı savaş uçaklarının aksine, kısa zamanda bol miktarda temin edilebilecek hava robotlarına yönelme kararı aldı. Japon Savunma Bakanı Gen Nakatani'nin insansız sistemleri savaş ortamında en iyi kullanan ülke olarak nam salmış Türkiye'yi ziyaret etmesi bu nedenle kimseyi şaşırtmadı.

Bakan Nakatani, Ankara ve İstanbul'da iki gün boyunca savunma şirketlerini gezdi. Tokyo basını, Bayraktar TB2'nin bir süredir Japonya'da çeşitli görev yükleriyle test halinde olduğunu, mümkün olan en kısa sürede 'toplu satın alım' hedefleyen hükümetin bunun için 2026 bütçesinde 1,4 milyar dolar ayırdığını yazıyor.

Açık denizlerde Çin platformlarını çok uzak mesafede sürekli izleyebilmek gibi kritik bir amacın peşindeki Japonya hem Bayraktar TB2 hem de TB3'le ilgileniyor. Baykar'ın yapay zekâ entegre edip yeniden tasarladığı TB2T-AI, 40 bin fit üzeri tırmanışla Tokyo'ya göz kırpıyor. Bunun yanında, Izumo sınıfı kısa pistli amfibi hücum gemisinde insansız hava aracı konuşlandırmayı planlayan Japon donanmasının önünde TB3'ten başka bir alternatif bulunmuyor.

Baykar'da kendisine yapılan sunumdan etkilenmiş görünen Nakatani'nin yakında TB2 ve TB3 için yüklü miktarda ilk siparişe onay vermesi bekleniyor. Japonların Türkiye'den önemli bir isteği de var: Teknoloji paylaşımıyla SİHA'ları yerli imkânla üretebilmek... Savunma işbirliğine sıcak bakan Ankara'nın Tokyo'ya her konuda açık çek verdiği kaydediliyor.

Japon Bakan, TUSAŞ'ta ise ANKA, AKSUNGUR, ANKA-3 ve SÜPER ŞİMŞEK'in yanısıra millî jet eğitim-hafif taarruz uçağı HÜRJET'i yerinde gördü. Bu ülkenin SİHA dışında 'peynir ekmek gibi' jet eğitim uçağına ihtiyacı bulunuyor. Envanterindeki yüzlerce Kawasaki T-4 uçağını yenisiyle değiştirme amacındalar ve önlerinde sadece iki seçenek var: Amerikan Boeing'in T-7 Red Hawk uçağı ve TUSAŞ'ın HÜRJET'i...

Birkaç yıldır 'ortak üretim' talebiyle T-7'ye göz kırpmış olsalar da bu uçağın hâlâ operasyonel hâle gelememesi ve pek çok sorunla boğuşması, HÜRJET'i bir adım öne çıkarıyor. Mevcut tablo, Ankara ile Tokyo arasında özellikle SİHA'ları merkeze alan dev bir savunma sözleşmesinin yaklaşmakta olduğuna işaret ediyor. Gen Nakatani'nin Selçuk ve Haluk Bayraktar’a Japon kaligrafisiyle hediye ettiği cümledeki gibi: “Bulutların ötesinde gökyüzü masmavidir.”

İspanya KAAN'a sahip olmayı tartışıyor

İspanya Hava Kuvvetleri, Amerikan F-35 uçağının muhtemel satın alımından kesin olarak vazgeçti. Bu karar Madrid'in doğrudan 6. nesil uçağa yoğunlaşacağını gösteriyordu ki, bu ülkenin Fransa ve Almanya ile birlikte geliştirmekte olduğu FCAS projesinde de ciddi bir krizin patlak vermesi işleri iyice çıkmaza soktu.

Fransızların, 2040'lardan sonra devreye girmesi beklenen 6. nesil uçağın fikrî haklarına yüzde 80 oranında sahip olmak istediği ortaya çıktı. 5. nesil F-35'ten vazgeçen, 6. nesil FCAS'ın geleceğine ilişkin soru işaretleriyle boğuşan İspanyollar, kendilerini KAAN'a mecbur hissetmeye başladı. Jet eğitim ve hafif taarruz uçağı HÜRJET'le başlayan yakın işbirliği hiç de uzak olmayan bir gelecekte KAAN ortaklığına evrilebilir. Bu yönde gelişmeler henüz çok taze olsa da İspanyol dijital gazetesi Defensa Seguridad'da yayınlanan bir makale uzun süre dillerden düşmedi.

Roberto Escamez imzalı "KAAN, İspanya ve Stratejik İkilemimiz" adlı yazı, Türk 5. nesil uçağının Madrid yönetimi için neden alternatifsiz olduğunu ortaya koydu. Özetlemek gerekirse İspanyollar, bugünlerde sadece Millî Muharip Uçak KAAN'a sahip olmayı değil, aynı zamanda KAAN'ın deniz versiyonunu, gelecekte üretmeyi planladıkları büyük uçak gemisinde konuşlandırmayı da tartışıyor.

SİHA’dan atılıyor, önlenemiyor

Sadece Türkiye'de var!

Selçuk Bayraktar ucu açık sözlerle dikkat çekmese belki bu stratejik füzeler bu kadar çok konuşulup merak edilmeyecekti. TEKNOFEST Mavi Vatan etkinliği sırasındaki demecinde Baykar Yönetim Kurulu Başkanı şöyle dedi: "Türkiye'nin geliştirdiği akıllı mühimmat ailesi, süpersonik füzelerden tutun... Yani Bayraktar TB3'ten sesin 4 katı hızla giden, 100 bin fite çıkan mühimmat fırlatılıyor. Bu, dünyada kimsede yok."

Bayraktar isim vermeden bahsettiği için merak uyandıran mühimmat TRG-İHA-122'den başkası değildi. ROKETSAN'ın karadan karaya topçu roketi TRLG-122'yi SİHA'ya uyarlamasıyla dünyada bir ilk gerçekleşmiş ve balistik özellikli füze, ilk kez SİHA'dan atılmıştı.

Hipersonik hız sınırlarında gezinen ve düşman hava savunma sistemleri tarafından önlenmesi çok zor olan bu füze, SİHA ile uzak mesafeden ateşlenip bir deniz hedefini vurduğunda, Türkiye ile savaşmayı göze alan ülke donanmalarının karşı karşıya kalacağı tehdidi herkes görmüş oldu.

İHA-122 füzesiyle başlayan serüven, daha kalın çaptaki İHA-230 ile devam etti. ROKETSAN son olarak TRLG-300 KAPLAN füzesinin havadan fırlatılabilir versiyonu 300-ER'i (Extended Range) IDEF-2025'te kamuoyuna duyurdu. 'Aerobalistik' kimlik kazanan bu füzelerin ne anlama geldiği hakkında şu özeti yapmamız gerekiyor:

▪️Hedefleri süpersonik hızlarda nokta hassasiyetle vurabiliyorlar.

▪️Gelişmiş hava savunma sistemlerini çaresiz bırakıyorlar.

▪️Düşük maliyet ve hızlı üretim avantajı sunuyorlar.

▪️Yüksek hızlarına rağmen keskin manevralar yapabiliyorlar.

▪️Hassas güdüm kitleri sayesinde metrealtı isabet oranına ulaşıyorlar.

▪️Görüş hattı ötesinde hamle yapma imkânı veriyorlar.

▪️Stratejik güç çarpanı olarak gösteriliyorlar.

▪️Yüksek hızları nedeniyle hava savunma radarları tarafından çok geç fark ediliyorlar.

▪️Fark edildiklerinde genellikle iş işten geçmiş oluyor.

▪️Bu tip füzeleri dünyada SİHA'lardan atabilen tek ülke Türkiye.

▪️İHA-122 füzesi Bayraktar TB3 yahut AKINCI'dan ateşlendiğinde 60 kilometre mesafedeki kara-deniz hedefini vuruyor.

▪️İHA-230 füzesi AKINCI'dan atıldığında 155 kilometreye ulaşıyor.

▪️ROKETSAN yeni aerobalistik füze İHA-300'ün (300-ER) geliştirilmiş menzilini ‘500 kilometre üzeri’ şeklinde duyurdu.

▪️İHA-300 taşıyan AKINCI TİHA’lar yahut savaş uçaklarının 500 kilometre uzaktan israili ve Doğu Akdeniz'deki gemileri ateş altına alması halinde bunlardan kurtulabilmenin bir yolu hemen hemen yok.