Fâili meçhul yangınlar

Fâili meçhul yangınlar
Fâili meçhul yangınlar

Türkiye'de her içtimâî hâdisenin ardından yaşanan bilgi kirliliği, kara propaganda vakayı adiye oldu. Hemen, kara propaganda konusunda uzmanlıklarına göre sınıflara ayrılan adı belli muhalif parti vekilleri açıklamalarıyla ortalığı bulandırıyor. Çünkü onların dokunulmazlıkları var. Ardından bunların yaydığı safsatalar, düğmesine basılan bir takım yayın organları tarafından haberleştiriliyor. Onlara da dokunulamıyor çünkü “Biz demedik, falanca dedi”nin arkasına sığınıyorlar. Bu muhteva trol ordusunun emrine veriliyor; sosyal medya da bire bin katarak yayılıyor. Onlara da dokunulamıyor çünkü anonim.

Gündemi meşgul eden kamuoyunu ilgilendiren olaylarla ve de bilhassa dezenformasyonlar ile ilgili iddialara cevap verme görevi devletin ilgili kurumlarına düşüyor. Ancak böyle durumlarda bazen işin ehli olmayan ya da medya iletişiminden anlamayan yetkililer yaptıkları açıklamalarla kaş yaparken göz çıkarıyorlardı. Bunun önüne geçmek için hükümet, 2022 yılında İletişim Başkanlığı bünyesinde Dezenformasyonla Mücadele Merkezini kurdu. Artık kamuoyuna yansıyan kimi iddialar buradan yapılan açıklamalarla yalanlanıyor.

 Türkiye’nin yangınlar konusunda kara yılı sayılan 2021 yangınlarını PKK’nın çıkardığı öne sürülmüştü. “Ateşin Çocukları” adlı PKK’nın bir kolu bazı yangınları üstlenmişti. Ancak bu konu netleşmedi. Yangınlar fâili meçhul kaldı.
Türkiye’nin yangınlar konusunda kara yılı sayılan 2021 yangınlarını PKK’nın çıkardığı öne sürülmüştü. “Ateşin Çocukları” adlı PKK’nın bir kolu bazı yangınları üstlenmişti. Ancak bu konu netleşmedi. Yangınlar fâili meçhul kaldı.

Ancak geçen ay ilginç bir olay oldu. Mâlumunuz 24 Haziran’dan bu yana Türkiye cayır cayır yanıyor. Sadece son bir ayda İzmir’de yanan alanların büyüklüğü, Buca ilçesinin yüzölçümünün iki katına ulaştı. Her gün bir yeni yangın felaketine gözümüzü açıyoruz. İçimizi acıtan, geleceğimizi karartan bu felaketlerin sorumlularının kimliği ise en önemli gündem maddelerinin başında. Türkiye’nin yangınlar konusunda kara yılı sayılan 2021 yangınlarını PKK’nın çıkardığı öne sürülmüştü. “Ateşin Çocukları” adlı PKK’nın bir kolu bazı yangınları üstlenmişti. Ancak bu konu netleşmedi. Yangınlar fâili meçhul kaldı.

Bu yılki yangınlar da “Terörsüz Türkiye” sürecine denk gelince aynı iddia gündeme geldi. Sosyal medyada günlerce konuşuldu ama ilginç bir gelişme oldu ve bu denli büyük bir felaketin muhtemel bir sorumlusu olarak farklı bir şüpheli ortaya atıldı.

İzmir Valisi Süleyman Elban yangınlar sürerken çarpıcı bir açıklama yaptı ve dedi ki, “Ildır’da başlayan dünkü yangınımız, gece 21.30 itibariyle Ödemiş’te başlayan yangınımız ve hafta sonu Seferihisar’da, daha önce Foça, Aliağa’daki yangınlarımızın tamamı elektrik hatlarından kaynaklı olarak başladı. Yani elektrik hatlarından çıkan kıvılcımlar, hemen yakınındaki otları tutuşturup, onlar da kısa süre içerisinde etrafa ve ormana yayıldı. Dolayısıyla yangınlarımızla ilgili insan kaynaklı ya da sabotajdan kaynaklı yangınımız yok. Hem Ödemiş hem Çeşme hem Seferihisar hem de Foça’daki yangınımız, elektrik hatlarından kaynaklı olarak çıkmış durumda.”

Türkiye'de bazı cinayetlerin fâili meçhul kalma gibi bir huyu vardır. Ancak bu sefer öyle olmadı ve en azından kâtilin kimliği ortaya çıktığı için bir nebze olsun rahat nefes aldık. Valinin açıklaması medyada geniş yer tuttu.

Artık elektrik hatlarını konuşma zamanı geldi” manşetleri atıldı. Haberlerde, “Madem Türkiye’yi derinden etkileyen son yangınların tamamının nedeni elektrik hatlarıdır. O zaman bu meseleyi ülkenin en önemli gündemi yapmak şart” denildi.

“Elektrik hatları devamlı bakım ister”

Bazı uzmanlar da Vali Elban’ın yanında saf tuttu. Elektrik Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahir Ulutaş, İzmir'de son günlerde yaşanan yangınların nedenine dair henüz ellerinde müşahhas veri bulunmadığını ancak elektrik kaynaklı yangınların geçmişte de bu bölgelerde yaşandığını söyledi.

Ulutaş ayrıca bazı yerlerdeki görgü şahitlerinin anlattıklarıyla Vali Elban'ın açıklamasının uyuştuğunu da ekledi.

Ulutaş; "elektrik sistemlerinin sürekli bakım gerektirdiğini, özelleştirme öncesinde sırf bakım için hatları gezip kontrol yapan personeller olduğunu, ancak özelleştirmeler sonrası bu personellerin tasfiye edildiğini" öne sürdü.

“Sıcaktan olmuştur”

Tahmin edileceği üzere konunun muhatabı olan elektrik şirketleri bu suçlamaları kabul etmedi. Türkiye'de daha önce kamu eliyle yürütülen elektrik dağıtım hizmetleri, 2010-2013 yılları arasında özelleştirilmişti.

Bu şirketlerin denetimini ise Enerji Bakanlığı'na bağlı Türkiye Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi (TEDAŞ) yapıyor.

İzmir'deki elektrik dağıtım hizmetini, Gdz Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi yürütüyor.

Vali Elban'ın açıklamasından kısa süre sonra bir yazılı açıklama yayınlayan şirket, "Bölgedeki yangınların elektrik hatlarından çıktığına ilişkin müşahhas bir delil bulunmadığını" savundu.

Şirketin açıklamasında, "yaz aylarında sıcakların çok arttığı, nem oranının düştüğü ve yüksek hızlı rüzgârların olduğu dönemlerde yangın riskinin her zamankinden fazla olduğu" belirtildi.

Peşinden bir açıklama da Dezenformasyonla Mücadele Merkezinden geldi.

Açıklamada, “Son dönemde orman yangınlarının elektrik kaynaklı olduğuna dair sosyal medyada ve bazı mecralarda yer alan, kamuoyunu yanıltmaya yönelik asılsız iddialar dezenformasyon ürünüdür.

Türkiye’deki orman yangınlarının büyük bölümü; insan kaynaklı hatalar, ihmal ve doğal etkenlerden kaynaklanmaktadır. Elektrik kaynaklı yangınlar tüm orman yangınlarının yüzde 5’inden daha azını oluşturmaktadır.

Bu çerçevede tarımsal faaliyetler sırasında kontrolsüz ateş kullanımı, söndürülmeden atılan sigara izmaritleri ve meteorolojik koşullar (yüksek sıcaklık, rüzgâr, kuraklık vb.) yangınların başlıca sebepleri arasında yer almaktadır.

Elektrik altyapısından kaynaklanan yangınlara ilişkin her gelişme, ilgili kurumlar tarafından soruşturulmaktadır. Mevcut veriler, elektrik kaynaklı yangınların oranının oldukça düşük olduğunu ortaya koymaktadır” İfadelerine yer verildi.

Fâili meçhuller Türkiye’nin kanayan yarası ve kimse sorumluluğunu üzerine almıyor.
Fâili meçhuller Türkiye’nin kanayan yarası ve kimse sorumluluğunu üzerine almıyor.

DMM, elektrik kaynaklı yangınların oranı yüzde 5 gibi küçük bir oran diyor. Bununla birlikte bu nedenle çıkan yangınlarda yanan alan miktarı oranı hayli yüksek.

Ormancılar Derneği'nin yayımladığı, "Orman Yangınlarına Dirençli Yerleşim Yerleri Stratejik Plan Esasları ve Uygulama Rehberi" raporuna göre sadece 2023 yılında bu nedenle çıkan yangınlarda yanan alan oranı toplam zarar gören alanların yüzde 29.2’si olmuş.

Yangınların sebebi bilinmiyor

1937-2024 döneminde Türkiye’de toplam 126 bin 268 orman yangını çıkarken, 1 milyon 907 bin 265 hektar alan yandı. Bu 88 yıllık süreçte yıllık ortalama yangın sayısı 1435 iken, son 10 yılda (2015-2024) bu ortalama 2732’ye yükseldi.

Orman Genel Müdürlüğü verilerine göre son 10 yılda 27 bin 332 yangında 257 bin 622 hektar orman yandı. Bunun 114 bin 68 hektarı ihmal ve kaza nedeniyle gerçekleşti. Toplam 54 bin 333 hektar kasıtlı olarak yakılırken, doğal nedenlerle çıkan yangınlarda kaybedilen alan 2 bin 884 hektarda kaldı. Nedeni belirlenemyen ise 12 bin 363 yangın çıktı. Bu yangınlarda 86 bin 337 hektarlık alan kaybedildi.

Faili meçhul olarak kaydedilen bu yangınların en korkunç serisi 2021 yılında yaşandı. Bartın ilimiz kadar bir alan yandı. Ya da çoğunluğun gözünde canlanması için İstanbul’un Anadolu yakasından daha büyük bir alan olarak tarif edelim. İşte böyle büyük bir alan.

Nedeni bilinmeyen yangınlar yüzünden doğal olarak çare de üretilemiyor. Fâili meçhuller Türkiye’nin kanayan yarası ve kimse sorumluluğunu üzerine almıyor. 2025 İzmir orman yangınları da böylece fâili meçhuller arasında yerini aldı.