Tek tuşla batış

​Tek tuşla batış
​Tek tuşla batış

Sanal bahis tuzağında ekonomik açıdan bakacak olursak insanların alım gücü her nesilde biraz daha geriye gidiyor. Dolayısıyla gençler, artık geleceğe dair birikimi gereksiz görüyor. Aile büyüklerinde ve çevrede rol model bulamayınca da kısa yoldan zengin olmanın tek yolu, kumara kalıyor. Bu algının peşinde de binlerce hayat sönüp gidiyor.

Bahsin ne olduğunu hepimiz biliyoruz, burada asıl mesele, “Bahis ne değildir?” olmalı. Her şeyden önce kelimelerin hissettirdiklerine odaklanmak gerekir. Siz hiç ürününe “pahalı”, kalitesiz modeline “ucuz” diyen bir marka gördünüz mü? Markalar müşterilerin zihinlerinde olumlu bir hissiyat oluşturmak amacıyla pahalı yerine “premium”, sezonu geçmiş ya da daha düşük maliyetli ürettikleri için ise “indirim, kampanya” gibi tüketiciyi reaksiyona geçirecek tabirler kullanır. İşte “bahis” kavramı da tam olarak böyledir. Çünkü istenilen şey, toplumda kumarın yaygınlaşmasıdır. Peki hangi normal vatandaş, “Kumar oynuyorum,” ya da “Ben kumarbazım,” diyebilir? Bunu içselleştirmek için bir kılıf gerekiyor, bunun adı da “bahis” oluyor.

Yasal, yasa dışı, online ya da fiziksel olarak kumarhane fark etmez. Paranızı kaybetme riski taşıyan, emek vermediğiniz her şey kumardır. Şu an çevrenizde “sanal bahis” oynayanların kaçı kumar oynadığını kabul ediyor? Eğer sonuç az ise küresel kumar lobisi amacına ulaşmış demektir. Evet, yazının başında bahsettiğim markalar, bu düzende “bahis çeteleri” olarak karşımıza çıkıyor.

BAHİS ÇETELERİ

Yasa dışı bahis çeteleri, genellikle suç örgütleri tarafından yönetilir ya da onlarla ilişkilidir. İnsanlara ulaşabilmek ve ağına düşürebilmek için sosyal medyayı kullanırlar. Çünkü televizyon, RTÜK gibi kurumlar tarafından sıkı bir şekilde denetlenirler. Dijital dünyada promosyon ve bonuslarla kullanıcıları cezbetmeye çalışıyorlar. Zira hem daha kolay ve ulaşılabilir özelliklere sahiptirler hem de denetimleri televizyona göre çok daha azdır. Ancak burada dikkat çekmek istediğim nokta son dönemde taktiklerin değişmesi, esasen bunun nedeni de tüketici algısı.

Artık insanlar, yalnızca bağ kurdukları kişileri takip ediyor ve sözlerini önemsiyor. Türkiye’de ve dünyada bilinen birçok markanın sosyal medya hesaplarına baktığımızda, etkileşimlerinin hayli düşük olduğunu görüyoruz. Ancak Amazon, Apple ya da Tesla’da durum çok farklı. Bunun ana nedeni, markaların kişilerle temsil edilmesi. İşte bu yasa dışı çeteler de insanları ağına düşürmek için, özellikle dijital medyada tanınan ve güvenilir bir profil çizen insanlar üzerinden reklamlarını, daha doğru bir ifadeyle tuzaklarını servis ediyor. Bu kadar planlı bir sistemin ana hedefi de gençler ve bunun yanında pek kimse dile getirmese de orta yaşlı insanlar oluyor.

HEDEF NEDEN GENÇLER?

Elbette bunun birden fazla sebebi var ama daha net anlaşılması için şöyle ifade edeyim. Siyasilerin seçim dönemlerindeki söylemlerine dikkat ederseniz her zaman gençleri ön planda tutar, onları hedeflerler. Özellikle yeni partiler… Bunun nedeni, zihinlerinin daha temiz ve berrak oluşudur. Henüz bir ideolojiyi benimsememiş ve ikna edilebilir durumdalardır. Ayrıca bir parantez açayım, “Sanal bahis tuzağına düşmenin eğitimle de doğrudan bir ilgisi yoktur.”

Tıpkı siyasiler gibi illegal bahis çetelerinin de ana odağı, gençlerdir. Gençler de bunu karşılıksız bırakmıyor maalesef. Bu durum, psikolojik, sosyolojik, ekonomik vb. birçok nedene dayanıyor ve bahis şirketleri bunları çok iyi biliyor.

Biz kolay yoldan para kazanmayı seven bir toplumuz ve maalesef en basit yoldan para kazanma yöntemleri kumar ya da bahis oynamak olarak görülüyor. Bugün hemen yerde, “Borsaya girdim, battım; kripto paralara yöneldim, kazandım,” diyen insanları görüyoruz çevremizde. Ne yazık ki insanların çoğu sürdürülebilir bir kazancı hedeflemez, kısa yoldan zengin olmak ister.

Ekonomik açıdan bakacak olursak insanların alım gücü her nesilde biraz daha geriye gidiyor. Dolayısıyla gençler, artık geleceğe dair birikimi gereksiz görüyor. Oysa yatırım yaparak paranı enflasyona karşı koruyup, üzerinde getiri elde edebilirsin. Uzun yıllar düzenli ve doğru yatırımla “finansal özgür” diyebileceğimiz seviyeye ulaşabilirsin. Ancak maalesef bu bilinç, çoğu insanda yok denecek kadar az. Aile büyüklerinde ve çevrede rol model bulunmayınca kısa yoldan zengin olmanın tek yolu da kumara çıkıyor. Bu algının peşinde de binlerce hayat sönüp gidiyor.

BAĞIMLILIĞA YAKALANMAMAK IÇIN NE YAPILMALI?

En faydalı şekilde özetlememiz gerekirse dört ana başlıkta toplayabiliriz:

FINANSAL OKURYAZARLIK: Yalnızca aileler değil, devlet de bizzat sanal bahis konusuna müdahale etmelidir. Henüz erken yaşlarda, müfredatta gençlere finansal okuryazarlık eğitimi verilmesi gerekiyor. Bu düzenlemeler gelmeden ise ailelerin gençlere finansal okuryazarlık kazandıracak okumalar yaptırması ve sohbetler gerçekleştirmesinden başka bir çare yok. Maalesef her konuda fikrimiz var, ancak bilgimiz sınırlı. Zaten kumar bağımlılığının yüksek olmasının önemli bir etkeni, bilgimizin sınırlı olması. Unutmayın ki bilgi güçtür ve her zaman kazanır.

YATIRIM: Düzenli olarak yatırım yapmak, insanı kumar tehlikesinden uzaklaştırır. Hisse senetleri, fonlar, kripto paralar, bireysel emeklilik sistemi, kitle fonlamaları… O kadar çok alternatif varken bu tuzağa düşmeyin.

ÇEVRE: Her zaman etrafındaki beş kişinin ortalaması olduğunu söylerler ki doğrudur. Bu yüzden çevrende yatırım ve birikim yapan vizyon sahibi insanlar bulunmalı. Özellikle gençlerin tuzağa düşmemesi için ebeveynlere bu noktada büyük bir sorumluluk düşüyor.

SPOR: Sosyal hayatın bir köşesinde, spor yapan insanların kötü alışkanlıklara eğiliminin daha az olduğu yadsınamaz bir gerçek. Kendinizi daha öz güvenli ve mutlu hissedeceğiniz bir spor dalıyla uğraşmak, sanal bahis tuzaklarını teğet geçmenizi sağlayabilir. Unutmayın ki insanların kumar oynamasındaki ana tema, paranın mutluluk getireceği düşüncesi.

YASA DIŞI BAHIS TE KRIPTO PARALAR VE YASALAR

“Çeteler, karanlık örgütlerle bağlantılı,” dedik ama sahi, bu şahıslar nasıl para kazanıyor? İşte bu noktada karşımıza geleceğin teknolojisi kripto paralar çıkıyor. Bakın, dikkat ettiyseniz bitcoin demiyorum; “kripto paralar”. "E, kardeşim hem geleceğin teknolojisi diyorsun hem kripto paralarla kara para aklıyorlar diyorsun. Nasıl oluyor bu?” dediğinizi duyar gibiyim. “Geleceğin teknolojisi” olarak tanımlanan blokzincir (blockchain), henüz bankacılık sistemini bitiremese dahi epey daraltacak gibi görünüyor. Bunun iyi mi, kötü mü olduğuna yaşamadan karar vermek biraz havada kalır. Çünkü kripto paraların hayatımıza entegre olmasının getirileri olduğu kadar götürüleri de var. Bunlara başka bir yazımızda detaylıca değiniriz. Şimdi gelelim yasa dışı bahse ve yasalara...

Kripto paralar, merkezî bankacılık sistemine karşı çıktı ve en önemli özellikleri, şeffaf ve kontrol edilemez olmalarında yatıyor. Yani benim sana gönderdiğim parayı hiçbir devlet yetkilisi ne kadar regüle ederse etsin göremez, bilemez. Ta ki ben bu parayı merkezî bir borsaya çekene kadar.

Hatırlarsınız bir dönem herkes, NFT’leri konuşuyordu. Medyada, “Bir görsele 50 bin dolar verildi,” türünden haberleri görmüş olmalısınız. İşte onlar görsel değil, kara paraları aklamak için kullanılan paravanlardı aslında.

Ülkemizde yasa dışı bahisle ilgili katı kurallar bulunsa da maalesef bu çetelerin merkezi yurt dışında ve işlemler, genellikle blokzincir üzerinde olduğu için denetlenmesi mümkün değil. Bu yüzden ülkemizde SPK, kayıt dışı ekonomiyi azaltmak ve bir nebze olsun mücadele edebilmek için kripto para borsalarına lisans ve veri paylaşma zorunluluğu getirdi. Üzülerek söylemek istiyorum ki küresel yasa dışı bahis yapısı, “medeniyetin beşiği” gibi görülen birçok ülkede devlet mekanizmasına dahi sarılmış vaziyette. Bu yüzden bireysel önlemler, devletlerin getirecekleri yasalardan çok daha kritik bir yere sahip.

KUMARIN ANATOMİSİ

Kumar oynayan bir insanın sağlıklı düşünebilmesi ve doğru kararlar alabilmesi mümkün değildir. Bir keresinde bir kumar bağımlısı ile röportajımda bana şöyle söylemişti: “Abi ne yapayım? Zaten üç kuruş param var, en azından bir umut diyorum.”. Sözlerine bu şekilde başlayıp kazandığı paraları anlatmaya başlamıştı.

İşte ana tema tam da bu aslında: Umut. Kumar bağımlığına yakalanmış bir insanın umudu kimsede yoktur. Kişi, tıpkı bir kurtarıcı gibi ona sarılır ve bulunduğu durumdan onu kurtarmasını bekler. Bu tuzağa en çok gençler düşüyorsa da hiç beklenmedik yaş grupları da bu bataklığa kolayca adım atmaktadır. Yazının başında, “Pek kimse dile getirmese de orta yaşlı insanlar da sanal bahislere meylediyor,” demiştik. Kısaca bu konuya da değineyim. Hayatı boyunca maddi bağlamda kazanım elde edememiş birçok kişinin bu alana yöneldiğini görüyoruz. Sonuç ise hüsran oluyor.

Sanal bahis kurbanı birisiyle yaptığım röportajda ona, “Peki neler kaybettin?” diye sorduğumda ise şöyle yanıt vermişti: “Bunda kazanmak da var, kaybetmek de.” Maalesef kumar batağına düşmüş insanlar, varlıklarını son kuruşuna kadar tüketmeden, yüklü meblağlar kaybetmeden bu illetten çıkamıyor.

Pek çok gencin cep harçlıklarıyla girdiği bu sistemde kaybedilenler, iş hayatında önce maaşın bir bölümünden başlayıp yuva kurduktan sonra evin rızkına kadar uzanıyor. Amerikan Psikiyatri Derneği'ne (APA) göre kumar oynayan bireylerin yüzde 50'sinden fazlası, çok ciddi aile sorunlar yaşıyor. ABD merkezli Ulusal Kumar Etki Çalışması Komisyonu (National Gambling Impact Study Commission) tarafından yapılan bir araştırmaya baktığımızda ise kumar bağımlılığı olan bireylerin yaklaşık yüzde 40’ı boşanmayla karşı karşıya kalıyor. Yani bu illet, sadece cebinizi değil; ailenizi, işinizi, geleceğinizi bitirme noktasına getiriyor.

Unutmayın ki hiçbir kumar bağımlısı, “Ben kumarbaz olacağım,” diye söze başlamaz. Oysa sen bir ağaç dikersen, sana meyve verir. Dikmezsen meyve alamazsın. Şimdi buradan yola çıkarak size bir sorum var: Sonucunu bildiğiniz bir futbol müsabakasına çıkar mısınız? Bu ay Genç Motto dergisinde size, hayatınızı bitirebilecek bir maçın sonucunu paylaştım. Umuyorum ki siz değerli genç arkadaşlarımızın kalbine ve aklına bir nebze olsun dokunabilmişimdir. Yazı hakkında görüşlerinizi hidayeterdm@gmail.com adresi üzerinden benimle paylaşabilirsiniz.