Hayat okulunda azimli bir çırak

Bugün yaptıkları işlerle adını duyurmuş olan bazı girişimciler, çıraklık geçmişlerinin olduğunu söylerler. Bu isimlerden biri de BEMİS Teknik Elektrik Yönetim Kurulu Başkanı Şinasi Güneş'tir.
İki binli yılların ilk çeyreğini geride bırakmak üzereyiz. Yapay zekâ uygulamaları, artık öyle ya da böyle hayatımızın her yerinde. “Bin bilsen de bir bilene danış!” atasözündeki “bir bilen”in muhatabı artık ChatGPT olabilir mi? “Bilmiyorum” sözcüğüne pek de ihtiyaç kalmadı zannediyorum. Çünkü bilmiyorsan, “Just Google it!” saniyeler içinde hallediveriyor senin yerine. Ama bunca hazır bilgi varken ve her birine kolayca ulaşılabilirken bir yandan doğru bilginin ve uzmanlaşmanın kıymetini, bilgi edinme sürecindeki o yüksek tatmine ulaşma hazzını da kaybediyormuşuz gibi hissediyorum. Bazen şöyle demek geliyor içimden, “Herkesin her şeyden haberi var, kimse hiçbir şey bilmiyor.”
Öğrenen ve öğreten, alıcı ve gönderici gibi mefhumlar Anadolu’daki ahilik teşkilatını getiriyor aklıma. Ahilik, en öz tanımla esnaf birlikleridir. Fakat içerisinde çok daha fazlasını barındırır. Bu teşkilata ilk defa girenlere, “yiğit” veya “çırak” adı verilirdi. Teşkilatta verilen eğitimden sonra istenen ustalık ve ahlaki gelişim tamamlandığında, “ahilik” ünvanı kazanılırdı.
Mesleklerin geleceği için çırakların yetiştirilmesine büyük önem verildiği gibi, bu esnaf birliklerinin başına mutasavvıf gibi din büyükleri getirilirdi. Bu sayede çırakların ahlaki olgunluğa erişmesi amaçlanırdı. Bir çırak, mesleği çok iyi öğrenmediği sürece dükkân açamazdı. Ahilik, günümüzde bir sistem olarak varlığını sürdürmüyor. Fakat müstakil gayretlerle veya meslek liseleri, çırak okulları gibi oluşumlarla devam ettiriliyor.
Bugün yaptıkları işlerle adını duyurmuş olan bazı girişimciler de çıraklık geçmişlerinin olduğunu söylerler. Nitekim elektrik malzemeleri üretim ve tedarikinde öne çıkan BEMİS’in kurucusu Şinasi Güneş hem elektrik alanında hem de tecrübeyle öğreten bu hayat okulunda çıraklık yapmış biridir.
ALET YOK, EDEVAT YOK!
Şinasi Güneş, 1963 yılında Bursa Mustafakemalpaşa’da doğmuştur. Babası, Bursa’ya Ardahan’dan gelmiş küçük bir çiftçidir. Çocukluğunu ve ilk gençliğini Mustafakemalpaşa’nın Hacıali köyünde geçirmiştir. Köyün hemen hemen en fakir ailelerinden birine mensuptur. Bu yüzden çiftçiliğin gerektirdiği alet edevattan ve makinelerden de yoksundurlar. Evleri, çokça rüzgâr sesine maruz kalan, yağmur yağdığında içeri su alan, yaşaması güç bir yerdir. Dünden kalan yemek için ablasıyla kavga ettiği günleri, acı - tatlı bir gülümsemeyle hatırlar, Şinasi Güneş. O yüzden fakirlik ne demek, çok iyi bilir.
İlkokulda başarılı bir çocuktur. Öğretmeni ortaokula gitmesi için çok çaba göstermiş, yoksulluk sebebiyle babasının itirazlarına karşın masrafları kendisinin karşılayacağını söylemiştir. Babası ikna olmuş görünse de ertesi sabah Şinasi Bey’i koyunları gütmeye gönderir. Okula değil de koyunların peşine giden Şinasi Bey, çobanlığa devam eder.
Elektrik, Hacıali köyüne 1970’li yıllarda gelir. Köyün elektrik tesisatını kuzenleri yapar. Tabii öncelikli hanelerden biri de onların evi olur. Şinasi Güneş, deyim yerindeyse elektriği gördüğünde âdeta çarpılır. Bir büyülenme hâli yaşar. Kabloları bağladığında “lamba” denen alete ışık gelmesi, onu çok şaşırtır ve bu işi öğrenmesi gerektiğine karar verir.
Dayı oğullarının yanında çırak olarak başlar. Ailesini yalnız bırakamadığı için uzak illere gitmez. Mustafakemalpaşa’da, Bursa’da ve İstanbul’da belirli süreler elektrikçilerde çalışır. Askere gidene kadar çiftçilik ve elektrikçilik yapar. Askerde, elektrikçi olması sebebiyle kampın tüm elektriğini Şinasi Güneş yapar. Daha sonra orada elektriğin ekip başı seçilir. İşi beğenilir ve usta olma yolunda emin adımlarla ilerler.
Komutanının tavsiyesiyle Millî Eğitim Bakanlığının elektrik ehliyeti sınavlarına girer. Bu sınavlar, günümüzde MYK (Mesleki Yeterlilik Kurumu) tarafından yapılmakta olup seviyeye göre alınan sertifikalar, alanında ilerlemek isteyenler için bazı avantajlar sunar. Sertifika, bir nevi mesleki güvenilirliği belgeler. Özellikle büyük projelerde ve büyük şirketlerde çalışma imkânı verebilir. Belgenin uluslararası geçerliliği de vardır. Bu sayede farklı iş imkânlarına kapı aralar ve kişiye kendi işini kurma yeterliliği verir. Nitekim Şinasi Güneş de elektrik tesisatçısı olarak elektrik ehliyeti sınavına girer. Sanat okulu mezunu arkadaşları ve tanıdıkları dahi bu belgeyi alamazken, kendisi almaya hak kazanır. Artık ustalığını da belgelendirmiş olur.
Her hata ya da her tecrübe, bir akıl öğretir. Şinasi Bey’in elektrik alanındaki ilk icraatı da böyle ortaya çıkar. Askerde elektrik ekip başı olmuştur ve bir beton atma töreni gerçekleşecektir. Seyyar beton atma makinesinin çalışması için akşamdan hatlar çekilir ve tesisat hazırlanır. Sabah makine ve işçiler geldiğinde iş başlar ama bir talihsizlik yaşanır. Elektrik verildikçe, yani çalışma devam ettikçe makine ters döner. Askeriyenin şanındandır, Şinasi Bey komutanından azar işitir.
Fakat yanlışlık ustada değildir. Kablodaki faz sıralaması elektrikçinin bilgisi dâhilinde değildir. Şinasi Güneş, “Ters dönüyorsa söker yeniden bağlarsınız,” der ve sözlerine şöyle devam eder: “Ben bunun tokadını yiyince, insanları bu zahmetten nasıl kurtarırım diye düşündüm.”
Böylelikle Türkiye’de ilk defa olarak envensör fişini yapar. Bu fişlerde bir tornavida yardımıyla kolaylıkla değişim sağlanabilir. Bu sayede ters dönme işlemi biter ve fazladan bir elektrikçiye de ihtiyaç kalmaz.
Elektrik ehliyetini almasının da avantajıyla askerden sonra aranan bir kişi olur. Tavsiye üzerine Antalya’da beş yıldızlı bir otelin elektrik tesisatı işini alır. Yaklaşık iki yıl süreyle tek başına bu otelin işini bitirir. 1980'li yılların sonu, ekonomik durumun da kötü olduğu zamanlardır. Antalya’daki malzemelerini bir kamyona yükleyip Bursa’ya getirir. Bir yandan da evlilik hazırlığı içindedir. Fakat nişan yapmak için hiç parası yoktur. Bunun için elindeki malzemeyi satması gerekir.
Bursa’da, elektrikçilerin caddesi olarak bilinen Gazcılar’da yer alan bir firma, malzeme değil de kendisi gibi bir teknikere ihtiyaçları olduğunu söyler. Anlaşma sağlanınca firmanın laboratuvar sorumlusu olarak işe başlar. Evlenebilmek ve geleceğe emin adımlarla yürüyebilmek için burada çalışırken, aynı zamanda akşamları taksiye çıkarak para biriktirir. Yaklaşık iki buçuk yıl, çok az uykuyla geceli gündüzlü bir tempoda çalışır.
Her ne kadar kendisine bir kariyer planı çizmese de ya da büyük hedefler koymasa da bir şeyler yapma arzusu ve hırsı, kendi tabiriyle patlamaya hazır bir volkan gibidir. Çalıştığı firmada kısa süre içerisinde üretim sorumlusu olur. Burada beş yılı aşkın süre çalıştıktan sonra firmadan ayrılıp, kendi başına üretim yapma cesareti kazanır. 1994 yılı olduğunda BEMİS Elektrik’i kurar. İlk olarak piyasada ihtiyaç duyulan ama bu talebin tam olarak karşılanmadığı üç modeli tespit eder. Daha önce çalıştığı firmanın da üretmediği ürünlerdir bunlar.
İstediği modelleri üretebilmek için kalıpçıları gezerek kalıp pazarlığı yapar. Ödemek için yeterince parası yoktur. Eşten, dosttan borç para alarak üretime başlar. Bu üç model, piyasada en çok ihtiyaç duyulanlardır. Fakat halkın çok da bilmediği, sadece elektrikçilerin kullandığı ürünlerdir. Başta ailesi, daha sonra yakın çevresi, bu ürünlerin ne işe yaradığını bilmedikleri için satış yapamayacaklarını söyler.
NEREDEN NEREYE?
Şinasi Güneş, bugün geldiği konumda diyor ki, “Fırınlar ekmek yetiştiriyor da biz fiş, priz yetiştiremiyoruz.” Ürettiği ürünlerin kalitesi ispatlanmasına rağmen; alıcısının çok olması, onu şaşırtır.
30 yıl önce kurulmuş olan BEMİS Teknik Elektrik, bugün Bursa’nın Organize Sanayi Bölgesi’nde, 11 bin metrekare kapalı alanda, 63 ülkeye ihracat yapan, 6 bin çeşit ürün üreten, yüzde 100 yerli üretim yapan, bütünleşmiş tesise sahip bir firma konumundadır. Ürünlerin tasarımı başta olmak üzere kalıplarını, montajını, sevkiyatını kendi bünyesinde yapan bir firmadır. Sanayi tipi fiş prizler, kablo taşıyıcı makaralar, dağıtım panoları, enerji aktarım tamburları, elektrikli araç şarj fiş prizleri ve üniteleri başlıca ürünleridir. Uluslararası standartlarda su altında çalışabilen, daha yüksek kalitede ürünleri de mevcuttur. Bu ürünler Amerika, Avrupa ve Katar tarafından daha çok tercih edilmektedir.
BEMİS Elektrik, alanında dünyanın en kaliteli iki ürününden birini üreten firma ünvanını da sahip. İsviçre’de yaşanan bir tünel yangını faciasından sonra hükûmet, kamu kurumlarında kullanılacak olan ürünlerin kendi laboratuvarlarında test edilerek kabul edileceği kararını alır. Yeni yapılan bir tünelde kullanılmak üzere, BEMİS Elektrik’ten de numune istenir. Yapılan incelemeler sonucunda bu numuneler seçilerek, İsviçre’ye ürün verecek firma olmayı başarırlar. Yerli üretici olarak hem Türkiye’yi hem kendi firmasını temsil etme hususunda gurur verici bir sonuç ortaya çıkar.
Şinasi Güneş, “Hayatta kimse kimseye çalışmıyor, herkes kendisine çalışıyor. Bedel ödemediğiniz hiçbir şeye sahip olamazsınız. Bedel ödemeden sahip olursanız da bunun tadına varamazsınız. Herkes, kolay para kazanmak istiyor. Çünkü bunun iyi bir şey olduğunu sanıyorlar. İnanın bedeli ödenmeyen hiçbir şeyin, size yeterli teması olmuyor. Başarı, sadece para kazanmak değildir.” Biz de kendisini tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyoruz.