Eski ve yeni dengesinin cesur sembolü : Gehry Residence

Frank Gehry satın aldığı mevcut evi, tamamen yıkmadan dönüştürmeyi amaçlıyor. Gehry, alışılagelmişin dışında bir teknikle yeni tasarımını eski yapının etrafına inşa ediyor. Hollanda tarzı bir banliyö evi olan eski yapıda, delikler açılıp duvarları yıkılarak yeni bir tasarım ortaya çıkarılıyor. Bu sayede Gehry’nin evi, mahalledeki diğer evlerin arasında cesur bir görünüme ulaşıyor.

Gehry, yeni tasarımı için mevcut yapının üç tarafını sararak evi sokağa doğru genişletiyor. Böylece mevcut yapının dış katmanı neredeyse aynı şekilde bırakılıyor. Yapının iç mekan tasarımı için iki katta da önemli değişiklikler yapılıyor. Eski yapıdaki dış katmanının bazı bölgeleri, kirişleri ve ahşap direkleri açığa çıkarmak amacıyla soyuluyor.

Gehry, iç mekanın aydınlığını sağlamak amacıyla mevcut yapının tavanına cam eklentiler tasarlıyor. Bunun sonucunda eski ve yeni katmanlar arasına sıkışmış ahşap iskeletli büyük cam bir küp ortaya çıkıyor. Cam küp sayesinde mutfak ışıkla dolarak, gökyüzünün ve ağaçların manzarası iç mekana yansıyor.

Gehry, yeni evinin tasarımında ahşap, cam ve alüminyum malzemelere yer veriyor. Mevcut yapının iç mekanından tavana bakıldığında, Gehry’nin yeni malzemelerle oluşturduğu dış kaplama görülüyor. Bu da evin sürekli olarak inşa halinde olduğu izlenimini veriyor.

1978 yılında, Frank Gehry’nin 2 erkek çocuğa sahip olmasıyla beraber evin genişletilmesi için çalışmalara başlanıyor. Gehry, evin eski stilini korumaya ve orijinal tasarımın devamını getirmeye çalışsa da yapı önemli derecede değişiyor. Tüm bu değişikliklere rağmen Gehry Evi, Kaliforniya’nın mimari eserleri arasında hala bir klasik olarak anılıyor.

Gehry, 1978 yılında gerçekleşen genişletme projesinde oluklu galvaniz çelik ve kontrplak gibi uygun maliyetli ürünler kullanıyor. Kullandığı malzemelerle ilgili 2021 yılında bir dergiye verdiği röportajda, süslü malzemelere gerek duymadığını ifade ediyor.

Yapının yenilenme aşamasında Gehry ve ortağı Paul Lubowicki, mevcut evin ahşap iskeletinden esinlenilerek yapılmış olan küpler kullanıyorlar. Eski yapının dış kabuğuna eklenen bu küpler, sahne dekoru gibi serbest bir şekilde duran ikinci bir kabuk oluşturuyorlar.

1992 yılında başlayan son yenileme aşamasında Gehry, evin arka bahçesine yeni hacimler ekliyor. Son aşamada ailenin değişen ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla; yapıya yüzme havuzu eklenmesi, garajın misafirhaneye dönüştürülmesi ve mahremiyet için peyzaj düzenlemeleri yapılması gibi bir dizi düzenleme daha yapılıyor.

Gehry tarafından kendisi ve ailesi için tasarlanan ev, MoMA’nın Dekonstrüktivist Mimarlık Sergisi’nde Peter Eisenman, Zaha Hadid, Rem Koolhaas, Daniel Libeskind, Bernard Tschumi ve Wolf Prix'nin eserleriyle birlikte sergilenen projelerden biri olarak yer alıyor.